Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Güzellik Geride Kaldı

Benim yüzüm, yüzünden baştan başa hüzündür.İkisinden birisi ikimizden biridir Görmeli’dir, eskidir, yaşamış’a dönmüştürYarışa çıktıkları güzelliği geçmiştir. Ağladığını bilir bilmediği şeylereGüldüğünü unutmuş, hiç görmemiş gibidir. Taşınmayan ne varsa bir yerden öbür yereSeve seve taşımış, sırtına yüklemiştir. Parayla ölçülmeyen sevgi saygı borcunuNe aldıysa ve kimden aldıysa ödemiştir. Verdiğini unutmuş onun ne olduğunuNe verdiyse ve kime verdiyse yok …

Devamını oku

Bir Kış Gecesi

Pencereye yağan karla bezeniyor,Uzun uzun çalıyor akşam duası çanı,Evin donanımı dört dörtlüktürSofra hazırdır birçok kişiyi ağırlamaya. Avare dolaşanlar, birkaçın üstünde sayıları,Karanlık yollarda varırlar kapıya.Altın çiçekler açan lütuf ağacıYeryüzünün serin çiğini soğuyarak. Avare sessizce atar adımını içeri;Acı eşiği taşa döndürmüş.Durur masasının üstünde ekmek ve şarapDuru bir parlaklık içinde. Georg Trakl

Mersiye

Tıfl-ı nâzeninim unutmam seniAylar günler değil geçse de yıllarTelh-kâm eyledi firâkın beniÇıkar mı hatırdan o tatlı diller Kıyılamaz iken öpmeğe teninŞimdi ne hâldedir nâzik bedeninAndıkça gülşende gönce-deheninYansın âhım ile kül olsun güller. Tegüyyürler gelip cism-i semîneDöküldü mü siyâh ebrû cebîneSırma saçlar yayıldı mı zemîneDağıldı mı kokladığım sümbüller? Feleğin kînesi yerin buldu muGül yanağın, reng-i rûyun …

Devamını oku

Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor

Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyorOlmazsa yâr âşıka râm söylenilmiyor Muhtâc bûs-ı lâ‘line yârın recâ-yı vaslMest olmadıkça asl-ı merâm söylenilmiyor Tenhâda bulsam ol perî-zâdı telâşdanLüknet gelip zebâna kelâm söylenilmiyor Dahl etme bana derd-i dilin söylemez deyüÂşık ne yapsın âh a paşam söylenilmiyor Vâsıf bezimde böyle gazel dest-i yârdanNûş itmedikçe bir iki câm söylenilmiyor Enderunlu Vasıf

Makdem-i Yâr

Pervâne-i zerrin gibi her zühre-i zerrinTitrerdi zümürrüd-geh-i lerzân-ı çemendeÇağlardı leb-i sîm-i hıyâbân-ı semendeBir çeşme-i billûr ile bir cûy-i bilûrin Düşmüştü siyeh berg-i şebe şebnem-i sîmînŞebnem gibi titrerdi kamer leyl üzerindeBir şeb-pere-i hutfe bir âhû-yı çerendeVermişti bu nüzhet-gehe bir vahşet-i nermîn Âhû ile şeb-perre vü evrâk ile azhârNâ-gâh fısıldaştı leb-i âb-ı revândaZîrâ şu perî-hâneye karşı bu …

Devamını oku

Temâşâ-yı Hazân

Gel bugün de, sükût ile güzelim,İhtizâr-ı hazanı seyredelim: Ey benim, ey hazan-lika güzelim.Bir dimagî vedad u ref’etleKalalım ser-be-scr tabîatle; Elem-i arza iştirak edelim;Mevsimin kâinat-ı ye’sindeOlalım biz de bir gam-ı zinde… Bu soluk mevsim-i küdûrettenDağılır bir veda-ı bî-kelimât.Pek hayalî, rakîk bir “heyhât!…” Za’f ile diz çöken tabîattenYükselir bir fecî’ vaz’-ı dua.Gizli bir şehka, bir sükût-ı reca. …

Devamını oku

O

Bir hasta kadın, Dicle’nin üstünde her akşamBir hasta çocuk gezdirerek, çöllere gül-fâmSisler uzanırken o senin doğmanı bekler. Yorgun gibi mühmel duran asude ufuklarTitrer, silinir… Dâmen-i şeb her şeyi saklar,İklim-i hayalâta bakan bir nazar-ı dûrHüzniyle doğar necm-i sema sâkit ü mahmur;Bir mâilik üstünde yanar gizli ziyalarLeylin bütün ezhârı semalarda açarlar,Leylin bütün ezhârı, bütün ruh-ı ziyası;Bir nefha-yı …

Devamını oku

Nehir Üzerinde

Akşam… Sarı bir hasta semâ… Bir gam-ı mechûl…Sisler gibi tutmuş yine sahilleri eylûl,Bir hüzn-i müzehheb gibi durgun yine Dicle,Sessizliği olmuş yine rü’yâlara hacle. Faslın yeni lerzişleri her sâyede mahsûs,Gûyâ ki uyur kalb-i tabiatta bir “efsus!”Her şey o kadar gamlı, soluk, mübhem ü bî-fer,Gûyâ ki ölür hüzn-i sevâhilde perîler… Çıkmıştık o gün Dicle’ye, sessizce küreklerNehrin zehebî …

Devamını oku

Sensiz

Annemle karanlık geceler bazı çıkardık;Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlıkSessiz uzatır tâ ebediyyetlere kollar…Guyâ o zaman, bildiğimiz yerdeki yollarBirden silinir, korkulu bir hisle adımlarTenha gecenin vehm-i muhâlâtını dinler…Yüksekte sema haşr-ı kevâkiple dağılmış,Yoktur o sükûtunda ne rüya, ne nevâziş;Bir sâ’ir-i mechul-i leyâli gibi rüzgâr,Hep sisli temasiyle yanan hislere çarpar. Göklerde ararken o kadın çehreni, ey mâh!Bilsen …

Devamını oku

Yandım

Men könlüme hemdem seni sandım,Saymaz yana keçdin göz önümden.Yandım ele yandım, yandım ele yandım! Sahilde ayaq izlerimiz var,Sen eşqine and içdin o yerde,Her kelmene, qelbimle inandım. Heyhat, niye qelbimdeki odlarSönmür, yene sönmür, yene sönmür!Gel, sanma bu yanmaqdan usandım. Saymazyana keçdin göz önümdenYandım, ele yandım, ele yandım! Süleyman Rüstem