En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
“Comptine D’un Autre Ete” Zannediyorum gülüyordunBiz oturuyor sol dizimizi kalbimize çekerekResimleri seyrediyorduk görmüş kadar olarakResimlerde dağlara bakıyordunDağlarda yüzün yankılanıyorduBiraz durdun. SankiYıllarca duruyordunSen dururken her şeyin durduğunuHavanın düşüp buzla tuz olduğunu görüyordukEllerimiz duruyordu. Parmak uçlarımızdaSuratlarımız. Tenimiz ve kokumuz durup düşüyorduHatırlıyor musun? Bekliyordun. Beklemek eskiyorduBir insan sankiGiden yol değil. İçimden bir ömür geçiyorSayıklar gibi Sayıklar. Göğü ellerine …
Şub 23
ev ne, duvar! Avlu bir gülümsemegöz kırparsan taşın bile kalbi var! ev ne, zaman! Avlu haziran gibi iyisudan işlek, gökyüzünden çalışkan ev ne, karanlık! Avlu fenerli denizzeytin ağacından ada, gölgesinde yunuslar ev ne, vatan! Avluda atlas açıkovaları sevindir, hisli dağlara da çık! ev ne, büyük! Avlu gezgin lunaparkgıcırdasın ahşap sesli dönme dolap ev ne, cümle! …
Şub 23
Ne çok taşındık! Nasıl dolaştırdıkbunca umudu, terkedilişi, kaybetmeve kaybolma duygusunu? (s.15) Gerçekten de bir yanlışı bir başka yanlışladüzeltircesine, telâşla savrulmuştuk oradanoraya: Kimi getirsek gözümüzün önüne kırıkdökük eşyaları çağrıştıracaktı. Yitirilen bunca saf hedef, geridönüşsüz kararların yıprattığı uykular, sabah uyanınca yüzümüzde patlayan yalnızlık damarı ya da yanımızda yatan yabancınınbir akıntıda hızla uzaklaşan gövdesi: İçimizde toplananlar çapraz sağlamada bulduğumuz şaşkınbir eksiği kapatmaya …
Şub 23
Geri gelmeyecek Şeyler vardır, çeşitlidir-Çocukluk – bazı Umut şekilleri – Ölmüş olanlar –Ama Sevinçler – İnsanlar gibi – bazen Yolculuk yaparlar ya –Yine de kalırlar –Arkasından ağlamayız Yolcunun – ya da Denizcinin –Hoştur rotaları –Bize uzun uzun anlatacaklarını düşünürüzBuraya döndüklerinde –“Burası!” Tipik “Buralar” vardır –Belirlenmiş Mevkiler –Yerinde durmaz ki Ruh –Dormaz O – kaç Kulaçta …
Şub 23
önüme düşüyordünyanın dönerken çıkardığı sessonra bir mümkün kapısındabirdenbire kayboluyorve bütün hızımla üşüyorum.seninle sevişirsem geçer diyedüşünmem neye yararanlıyorum ki öğrenememişimbir nehrin neresinden akacağımıve bir bulut tam o sıradaşaşkınlığıma dökülüyoryaşım sudağlardan geliyorumbelli ki daha geçmemiş acemiliğimfakat seni çılgınca seviyorum Kin-Yeh Me-ti ile Kin-yeh, Lai-tu’nun güzelliği üstüne konuşuyorlardı. Me-ti, gülümseyerek şöyle dedi: “Bence mutlu insanlar bize hep güzel …
Şub 23
Hoş geldin eyâ berîd-i cânânBahşet bana bir nüvîd-i cânånCân ola fedâ-yı iyd-i cânânBîsûd ola mı ümîd-i cânân Yârin bize bir selâmı yok mı Ey Hızr-ı fütâdegân söyleBu sırrı edip ıyân söyleOl sen bana tercemân söyleKetm etme yegân yegân söyle Gam defterinin tamâmı yok mı Yârabbi ne intizârdır buGeçmez nice rûzgârdır buHep gussa vü hârhârdır buDuysam …
Şub 23
8 ya da 9 yaşında olmalıyım. O yıl sabahçıyım. Dedemin tabiriyle ‘yarım’da bitiyor okul. Mahallenin uygun arsalarında çılgın maçlar için yeteri kadar süre var yani.O gün okul dönüşü beyazlı grili bir güvercin çekiyor dikkatimizi. Arkadaşlarımdan biri ‘kumru oğlum bu‘ diyor. ‘Kumru’ ne demek bilmesem de bayılıyorum bu uçmayan kuşa. Uçmuyor, çünkü kanatlarından birini çırpamıyor. Biraz …
Şub 23
Beyaz şehrin akşamından geceye doğruHer şeyden vazgeçmenin arifesindeVazgeçilmişliğin ertesindeBir pencerenin altında dikilip kaldığındaSoğuk, hançer gibi sokulur bağrına.Uğultu sarar geceyi, toprak kımıldar; dal kımıldar, damar kımıldar…Beklersin,Pencereden bir hayal gibi gözüksün.Bir peri gibi görünüp kaybolsun perdelerde.Soğuk zannetsin. İçi titresin senin gibi. Üşürsün…Üşüdüğünden ateşin haberi yoktur… Vicdanı da yoktur aşkın…Kendinden başka yar kabul etmez Şehirden çıkamazsın, geceden deAma …
Şub 23
xx. Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: ”Yıldızlı bir alemdir gece,Ve o mavi kümeler titreşir uzaklarda.” Bir şarkı tutturmuş dolanır gökte gece rüzgarı. Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim.Sevdim onu ben, severmiş o da beni meğer. Böyle gecelerdeydi, sardım onu kollarımın arasında.Öptüm, kim bilir kaç kere, altında sonsuz göğün. Sevdi beni o, meğer …
Şub 23
Kavuşmalarımız ağır aksak, ayrılıklarımız koşar adım. Cahit Zarifoğlu