Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Üzüleceksin

– Sarı Gülün yaşıyor mu hâlâ? – Bu kışı çıkarabileceğini sanmıyorum. – Aklıma geliyor bazen üzülüyorum.– Ben günde iki defa görüyorum – Seni mutlu ediyordur yine de.– Yine de hüzünlü, ölümü anımsatıyor. – Hz. Ömer’in ölümü hergün hatırlatmasını istediği bir adam vardı, duymuş muydun? Bunun için adamı maaşa bağlamıştı. Her gün gelip, “ölüm var yaa …

Devamını oku

Yollar

Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamıArtık verin çocuklar, artık verin asamı!.Bir başka kâinata, bir başka yurda yol var;Siz örtünün garipler siz örtünün abamı!Yorgun düşüp uzandım altında asumanın;Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı.Şahane manzaraydı dünya sınırlarındaBir kubbenin rüku’u, bir zirvenin kıyamı. Yükseklerinde ömrün dağlar, sular kovuklar:Yükseklerin diliyle tekrar edin nidamı!Dağlar lisana geldi, gökler lisana …

Devamını oku

Sevgili çocuk

Sevgili çocukHem sevgili hem de çocuk olanAh, bir de büyümeye çalışmasanAnneni sev, çiçeğini koklaKaplumbağana biraz yeşillik verDurma benim gibi yağmur altındaSevme benim gibiÖlme benim gibi… Ahmet Erhan

Böyleydi Eskiden

İnsanoğlu aşkı doğduğunda getirir,ama iş güç,para pulve buna benzer bir sürü şey,kurutur gönlünüzün verimli toprağını.Yüreğin üstünde beden giysisi vardır,bedenin üstünde de gömlek.Ama iş bu kadarla kalmazadamın biri –bir salak! –bu gömleğe kol kapağı takmış,göğüs kısmını da kolalamıştır.İnsanoğlu yaşlandıkça fikir değiştirirKadın süslenir.Müller eğitimine başlar erkek.Ama çok geç.Deri kırışıklıklarla dolmuştur.Aşk çiçeği açar,açar,ve solar.Ben de bol bol getirdim …

Devamını oku

Özür

ne kötü; o kadar da kalabalığızcürümler, kabahatler arasında, yılgınduruyoruz kupkuru dal gibiağlamaksızın ne tuhaf; habire yanılmadayızisyan alışkanlığı lüzumsuz bir durumdasonu yok düşüşün gitgide beyazlaşano dipsiz uçurumda ne güzel; döne döne hızlananhızlana hızlana dönen tennureler arasındanörttün üzerimize bembeyaz özrümüzürahmetine sığınırken gazabından ne iyi; duaya yatkın eller yaratmışsınkatına açmaya biraz derman verses avuntu, gözler sımsıkı kapalıardına kadar …

Devamını oku

Yangın

biliyordum; âteşîn bir suya daldırıp mumdan küreklerieridik tel tel hüzne ve gamakavuşturur gibi tavrımızı mürtedbir kalemle açtık ve tükettik o yoluküle verdik ne varsa söze dâirbiz de kendimizce galibdik ammâyalandı yangınımız. İdris Mahfi Erenler

Yıkılma Sakın

Kötü şey uzakta olmakDostlarından, sevdiğin kadındanYasaklanmak bütün yaşantılaraSeni tamamlayan, arındıranKapatıldığın dört duvar arasındaSağlıklı, genç bir adam olarak Neler gelmez ki insanın aklınaSevinçli, özgür günlere dairKalmıştır yüzlerce yıl uzaktaOnunla ilk kez öpüştüğün şehirAcı, zehir zemberek bir hüzünKalbinden gırtlağına doğru yükselir Görüyorsun işte küçük adamlarıKöhnemiş silahlarıyla saldıran sanaKimi tutsak düşmüş kendi dünyasınaKimisi düpedüz halk düşmanıDiren öyleyse, diren, …

Devamını oku

Feryat-figan

Feryat-figanAğustos böceğindeSevdadan yanıp-tutuşmalarKavrulur da aşktan pervaneNe sesi, ne soluğu çıkar. Anonim / IX. YüzyılÇeviri: Lütfullah Sami Akalın

Ne acınacak hali vardı

Ne acınacak hali vardıŞu sıska orkidenin.Ama tomurcuklandı işte! Matsuo Basho

Akşamın tek gürültüsü

Akşamın tek gürültüsüBeyaz kamelyalarınDökülüşü… Takakuwa Ranko