En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
ve bir gün kalbim duracaktut ellerimi diyeceğim o zamaneski bir Kanlıca sabahındakırçıl kanatlı bir martınınçığlığıyla bitecek her şeyNefî’nin dilindenNedim’in gönlünden şarkılar söyleyeceksinhayalin gözümde tütecekHüsn ü Aşk’la yanacak Galibî gazelleruzaktan bakacak Kız Kulesi kıyılarınaBaki’nin bahtındansultanın tahtından yalvarı vereceksinve … hayalin gözümde tütecek … seherler servilerinle süslenecekduy hayatı diyeceğim beş vakitbaki kalan gökkubbenin altındaşairin hoş sadasıyladolacak bulutlarSüleymaniye’nin …
Şub 23
Solgun zambağın güzel kokusuDüşlerime bir süs gibi çöküyor.Zambaklar kıyamet habercisi,Bu dünyada kalmayacaksın, diyor. Gönlüm huzura kavuşur benim,Ne ki hiçbir şey sevindirmez inan.Unutma, geçince son günlerim,Anla beni, yok olduğum zaman. Bilirim dostum, kısa bir yol var,Bu zavallı vücut yorgun düşecek.Bilirim: Aşk güçlü ölüm kadar.Yok olduğum zaman, sen ol sevecek. Gizli bir andı duyar gibiyim…Bilirim, o yürek …
Şub 23
Bir martın bir gününde Üçümüz, bir yarımadanın ortasındaki bir bahçede, bir Martın bir gününde oturmuş, ağzımızda akide şekeri varmış gibi konuşuyorduk. Üç kişi, bir parkın hemen yukarısındaki bir otelin bahçesinde oturmuşuz. Mutlu bir dev, mütebessim bir sürgün, şanslı bir ben. Silme kuş dolu bir göğün altında. Rüzgâr unutulmuş bir mırıltı gibi esiyor, yosun kokusu geliyor en …
Şub 23
ne kadar gitsem o kadar uzak;yaşlanınca inceliyor yalnızlık;kurur insan hüznü akşama doğru;kendim için edinilmiş yolculuk… dağ yitiyor, ay seçilmez oldu, su battı;şimdi sahiden her şey bir yorum;o kadar hüzündüm ki, büzüldümve artık kendimle örtüşmüyorum… çok yokuşlar tırmandım, iniş olmadı;kim örüyor, görünmüyor, duvarlar…ey mevsim! vur hançeri de kopsun,beni yazlara bağlayan bağlar… Hilmi Yavuz
Şub 23
Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları bir dünyada, başkalarının 500 metrekarelik malikanelerde yaşamasını anlamıyorum. Öyle anlaşılıyor ki bizler, yalnız tüketme için yaratılıyoruz ve artık tüketemediğimiz zaman derin hayal kırıklığına uğrayarak kendimizi yok ediyoruz. Asıl fakirler sürekli yaşamdan talepleri olan ve elde ettikleriyle yetinmeyen insanlardır. Ben elimde hafif bir bavulla dolaşıyorum. Bu bana …
Şub 23
Sen Mem u Zin’iBen Ferhat ile Şirin’i Sen Cigerhun’u, Otuzüç KurşunuBen Nazım’ı, Cihat’ı, Turgut’u Sen gözleri deprem kızını kara çadırınBen Sürmeli Bey ağıdını Sen Dicle’yi durgun ve nazlıBen Kızılırmak’ı, mağrur ve geniş Sen Siverekli öfkeyi Fransız önündeBen dağların onuru Kamalı Efeyi Sen Cudi’yi uçurum ve dorukBen Konya ovasını beyaz ve tenha Sen düşmanını ağırlayan konukluğuBen …
Şub 23
Eski yârem var idi yürekde açıldı yineYer yüzüne kanlı yaşım yine saçıldı yine Yüreğimin şerha şerha yâreleri bitmediNoldu yine n’oldu yine yâre açıldı yine Yine ayın yenisidir deliliğim depreşir‘Akl u fikrim konağından yine içildi yine Tevbe vermişdi ki zâhid ‘aşk şarâbın içmeyemSındı tevbem dolu dolu yine içildi yine Dediler idi bana kim ‘aşk kitâbın okumaFala …
Şub 23
evlere ve şehirlerekapısından girenlere… ey çoğunluk,azalın!azalın siz çoğaldıkçamuaviyeleşiyorsunuzbirlikputunuz olmuşmerhametten çok cezayı konuşuyorsunuzdaha kendi fethiniz tamamlanmadanatlara bindirilmiş gövdelerinizbiz kendi kalbimizi etmişiz işgaltoprakla son demde haşredilirizinsan korktuğunu sevemez zatensevdiğinden korkar kaybetmemeye…ali kim deyince ‘dördüncü halife’‘hazreti’ dersiniz muaviyeyeilmin kapısına savaş açmış kişiyeashab olanı sakın benzetme efendime muaviye hazretse oğlu imamınızdırhüseynin kesik başı bizim imanımızdırevlere şehirlere kapılardan girerizalinin yolu …
Şub 23
Günahtan gayri yok bir özge kârım yâ RasûlallahGeçer gafletle her leyl ü nehârım yâ Rasûlallah Serâpâ dolmada defterler a’mâl-i kabîhimleKirâmen Kâtibîn’den şermisârım yâ Rasûlallah Nide pervâz edem uçmağa ferdâ kalmışım âcizKemend-i nefs ü şeytâna şikârım yâ Rasûlallah Eşiğin görmeğe bin cânım olsa eylerim kurbanO rütbe hadden aştı intizârım yâ Rasûlallah Ölür isem gubâr-ı Ravzana yüz …