Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Karanlık Duvarlar

I. Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollardaHerkes bir yere gidiyor önünü alamıyorumÇaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimseelini uzatmıyorBir gürültülü yaşamağa gidiyor dünya boşalanbir deniz gibi Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu. Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önümeAlıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollarGidip gelmelerim bu dar sokaklardaİnsanların koşup dolduğu bu dar yapılardaBir kısır döngüye girmek …

Devamını oku

Hayat Burcundan

/Donmuş tek karede çığlık/ İnsanlar kimi işsiz güçsüz gelişigüzelKimi kendini bir amaca ayarlamış aceleciGidip geliyorlardıHamallar habire terliyorlardıArabalar yerli yersiz korna çalıyorlardıMartılar çığlık çığlığa savruluyorlardıVapur limana yanaşmıştıBen âvârelikten rıhtımdaydımSen kimseyi beklemediğin halde oradaydınSenden olma çocuk; astsubay babası Cilo DağındaAsla öldürülmemiş gibi dondurmasıyla ilgiliydiSen onun elinden tutmuş denize bakıyordunKimseyi gördüğün yoktu denizde yüzüp duran çöpleriGördüğün yoktu hiçbir …

Devamını oku

Edebiyat Karın Doyurmaz Çay İçirir 1

‘Yalnızım Çünkü Siz Varsınız’ Murat Dölek’e Her şeyi anladığından, bildiğinden gitti. Her şeyin farkına vararak gitti. Gidişin kolay olmadığı, dönüşün imkânsız olduğu yere gitti. Anlamsızlığı anladığından gitti. Tarafsızlıktan nefret ettiği için, taraf olmak, tavır almak için gitti. Savunmaktan yorulduğu, savunmayı gereksiz bulduğu için gitti. Gittiği yeri bilerek gitti. Kırgın gitti. Başka çıkar yol bulamadığından, tek …

Devamını oku

‘Bir yangının külünü yeniden’ hep yeniden…

Eski fotoğraflarda kalbini bunca kıran ne?  Eski filmlerde, eski şarkılarda, eski tatlarda, eski kokularda, bir yangının külünü yeniden yakıp geçmeye teşne ne varsa işte, onlarda… Hep biliyorsun, hep duyuyorsun bunu ama son günlerde önüne çarşaf çarşaf serilen siyah beyaz fotoğraflara, sepyaya bulanmış yorgun hatıralara bakarken bu soru bambaşka bir anlam kazanıyor. Mesela eski bir Zeki …

Devamını oku

İnsan Sevdiğini Görmeyince

Kıskançlıklarla, kuşkularla, hesaplaşmalarla süren sancılı bir aşkın orta yerindeki bir sevişmeden sonra adam seviştikleri odadan çıktığında başlayan bir hava bombardımanında ev isabet alıyor ve adamın biraz önce geçtiği bölüm çöküyor.Daha iki dakika önce koynunuzda olan birinin yok olduğunu görüyorsunuz.O korkunç anda kadın yaşadığı çaresizlik karşısında, aslında pek de inanmadığı Tanrı’ ya sığınıyor.Dizlerinin üstüne çöküp yalvarıyor.“İnandır …

Devamını oku

Suların da bir arkadaşlığı olur diye

Suların da bir arkadaşlığı olur diyeGördüğüm her yağmurun ardından gittimVe en sonunda cebimde bitmemiş şiirlerYollara yakışan birisi oldum çıktım Suların da bir arkadaşlığı olur diyeÇıkarıp adresimi verdim hemen hepsineGidebileceğim yerleri söyledim bir birSonra yüzümü serdim ellerimin içine Suların da bir arkadaşlığı olur diyeYüzümü sadece beyazlığıyla örtebilecekBir mendil istedim gördüğüm herkestenSolgun bir söz de olsa benim …

Devamını oku

insanın yüreği yorulacağına bileği yorulsun, bilek yorgunluğu geçiyor da gönül yorgunluğu çöreklenip kalıyor insanın içinde

Arkeolojik bir kazı alanında, ağustos’un en sıcak günlerinden birinde, cansipârâne vaziyette güneşin altında çalışılmaktadır. alışılageldik şekilde, civardaki köy halkından birkaç kişi de kazıyı an be an seyrediyor. Aralarından yaşlı bir amca yanımıza doğru yaklaşıyor, bir süre bakıyor, sonra soruyor; “Çocuklar kolay gelsin, nasıl gidiyor?” diye.. Güneşin altında, tozun toprağın içinde çalışmaktan yorulmuş ben cevap veriyorum; …

Devamını oku

Unutulan’dan

IUnutulan gölgelerle başlamıştıkAşklar yerinde durmuyor ki, açsanArkabahçeye bakan pencereyiKedi değil çocuk değil, çağırsanYakın bir harabeden. Unutulan gölgelerle unuttukBağdaş kurduğumuz döşekteBaktıkça küçülüyoruz zamanaGün boyu avluya açılan. Unutulan avluda unutulmuşÇamurlu çiçekler, kuşların gagasıGözü kanlı nar ağacı ve benKadim bir şehirde. Artık unutulan çıplaklığınıÇocuk yatağımdan toplamıyorum-Orda mısın? Şuramda duran harabedenBir daha seslensen. Metin Fındıkçı

Bir gecə baxırsan ki böyümüsən

Ayın bilmirəm neçəsidir. Deyəsən yanvar ayıdı. Hə yanvar. Dayanın, ayı da xatırlayacam. Mən yenə ağlayırdım. Mən yenə narazıydım birşeylərdən. Mən yenə peşmançılıq çəkib də hiss etmirdim. Dərindən nəfəs alırdım metroda gələrkən. Onu tanıdığım günlərdən bəri səssiz ağlamağı öyrənmişdim. Metroda səssiz səssiz ağlayırdım. Gələcək hərşeydən xəbərsiz, ümidlə onu gözləyirdim. Bilirsiz, insanın ümidi olursa bir şeyin olacağına …

Devamını oku

Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şiirleri

Ne güzel şey hatırlamak seni :ölüm ve zafer haberleri içinden,hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken… Ne güzel şey hatırlamak seni :bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elinve saçlarındavakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının…İçimde ikinci bir insan gibidir                                        …

Devamını oku