En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Niçin duralım kalbimMademki durmuyor savaşHayat bir ırmaktır akıyor işteYollar bile taşımıyor yüküKorka korka uçuyor kuşlarVınlayan mermiler arasında… Yine namlularla çevrildin kalbimNe önleyebildin ne karşı durdunÇevirdin şiiri aşk yönlerineGel kucakla kalbim kuşat gülleriBir bahardır yine yağmur yağıyorÖpüyorlar damlalar yüzlerini gözleriniBir ibadet gibi beklerim buradaYine hiç bakmadan geçer sevgili… Osman Sarı
Şub 23
Oturma odamdaki koltuktan, otururken de görebildiğim iki ağaç var: Biri orta yaşlı bir yenidünya ağacı. Mevsimi gelince meyvesini esirgemeyen, yağlı yaprakları soğuğa, kışa epey kafa tutan bir ağaç. Hemen yanında bulunan diğeri ise, güngörmüş bir cennet meyvesi ağacı. Üç-dört hafta olmuştur; sanki okul kırmış gibi şakrak bir serçe topluluğu, kalan üç-beş meyveyi şamatayla üleştiler.Bu iki …
Şub 23
HÜZÜN EŞLİĞİNDE AKŞAM ŞİİRLERİMustafa DURAK çöktü akşam, üstümüze yıkıldı;vakittir, artık perdeyi indir!atılacak eşyayım, öyle yığıldım,ve bildim ki insan hüzün içindir… (akşam ve hançer) Bu yazıda Hilmi Yavuz’un Akşam Şiirleri akşam izleği çerçevesinde ele alınacaktır. Yani bu izleksel bir çalışma. Ancak akşam izleği tek başına ayrışabilir bir izlek gibi gelmedi bana. Akşamın farklı gönderilenleri var ama …
Şub 23
Ölümü zararsız bir mahlûk haline getirmek istediler………………………………Göz yaşını icat ettiler.Kimisi tuzunu az buldu kimisi çok,………………………………Velhasıl beğenmediler.Ölüme kardeş gibi ısınmak istediler;Kabristanın tuttular elindenŞehrin orta yerine getirdiler,Taş üstüne taş kodularÜstüne nakış oydular.Serviler açıldı orta yerindenİçerisine rengârenk kuşlarYemyeşil dualar dolduruldu. Ölüme kardeş gibi ısınmak istediler.Şiiri seferber eyledilerDolaştı asırlarca mısralar kabir kabirSalındı servilerden yiğit bestelerŞiiri seferber eyledilerVe elbirliği ileGökyüzünün …
Şub 23
Şiir; yani söz… Bir davet metodu. Bayağı, sıradan değil; zarif, çoğu kere sadece muhatabına fısıldayan güzellikte nükteli… Şiir neye davet eder insanı? Şairini, okuyanını bir âlemden bir âleme geçişe yahut iç âleminde yürüyüşüne ya da üçüncü boyuttaki zamandan ve mekandan uzak hiçliğe yahut hepliğe. Okuduktan sonra çoğalmış ya da azalmışsanız biraz önceki siz değilseniz,birşeyler vardır o şiirde. Bazen kelimeler şairin ağzından öyle …
Şub 23
42 aşk daha yoğundur unutuştan daha ince hatırlayıştan daha seyrek ıslak bir dalgadan daha sık becerememekten odur en çılgın ve aysı ve daha az olmayacaktır tüm denizlerden, ancak o daha derindir denizlerden aşk daha az süreklidir başarıdan daha az hiçtir canlı olandan daha az büyükçe ilk başlayıştan daha az küçükçe bağışlamaktan odur en sağlıklı ve …
Şub 23
Fevvare-i derûndan dil intibâh olaydıTesir-i sûz-ı âha âdil güvah olaydıAşkın mezakına hem zerre âgâh olaydıSinemde ger mü’essir bir dûd-ı âh olaydıRuhsârını yakardım ger gökte mâh olaydı Cismimde tab olaydı başka kârı niderdimFerhad u Kays’dan evvel aşk katarın yiderdimSultân-ı aşka kadar ifşâ-yı raz ederdimEvvel senin elinden şekvâya ben giderdimÂlemde âşıkana bir dâd-hâh olaydı Tatar-ı aşk u …
Şub 23
Ben, yine de vazgeçmedim seni sevmekten.Eskisi gibi değil ama.Biraz buruk, biraz küs, biraz sitemkâr seviyorum artık seni…Dudaklarımı ısırıyorum artık adın geçince.Kavga falan çıkarıyorum.Eskisi gibi sakin değilim ama olsun… Cezmi Ersöz
Şub 23
Seni seven âşıklarınGözü yaşı dinmez imişSeni maksud edinenlerDünya ahret anmaz imiş Gönlün sana verenlerinEli sana erenlerinGözü seni görenlerinDevranları dönmez imiş Ölmez imiş âşık canıHiç çürümez imiş teniAşk her kimi kıldı fâniAna zeval ermez imiş Aşkına düşen canlarınYolun’ ateş verenlerinAşka bülbül olanlarınKimse dilin bilmez imiş Aşkın ile bilişenlerSenin ile buluşanlarSen maşuka erişenlerEzel ebed olmaz imiş Eşrefoğlu …
Şub 23
Üsküdar, bir ulu rü’yâyı görenler şehri! Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri, Hepsi der: “Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul’u fethettiğimiz mutlu günü!” Elli üç gün ne mehâbetli temâşâ idi o! Sanki halkın uyanık gördüğü rü’yâ idi o! Şimdi beşyüz sene geçmiş o büyük hâtıradan; Elli üç günde o hengâme görülmüş buradan; Canlanır levhası …