En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Yorgun ve bozuktum bir çağdaVerimsiz bezginGeçti günlerUçtu çekip karnından kopardığım tüyler Şen miyim martıları koluma takarakBir güç denemesiyle pazularımKahverengi-kendi kendine canlı-kabararak Birara bütün kuvvetlerim elimdeÖyle ki dalgalar gibiyimBir okyanus kalbindeÇevirdim hem üç kere numaranıBirileri bir cumartesiMüthiş morarıp genişlediğini bildirdilerŞaka mı bu hayır şırrak bir şokÜzülmüyorum korkmuyorum ağlamıyorumSadece“Melenkoliniz uğradı” diyor pansiyoncu kadın“Haber vereyim dedim yoktunuz dünden …
Şub 23
karlı ve tipili bir gece yarısı bir eski dost çaldı kapımı bıyıkları mavi buz sarkıtları eskimiş kaputu yırtıklı postalı. -tak tak, kimdir o kim, ya gelmişse gecelerin kara yüzlü konukları. -yabancı değilim benim sana kalbimi getirdim konacak yer arayan ürkek bir kuş gibiyim bu aldığım …
Şub 23
Bile bile aynı kâğıdı açıyorum: kendimi sınamanın ağırlığı hergün artsa da. * Saat kaç olmuş… hâlâ bir çocuk yürümemiş sokakta! * Sabah da, akşam da kül boşaltıyorum: yanan zamanın. * Tek tek kendi yazgımızı mı yaşayacağız, yoksa yazgılarımızın toplamından her birimize düşen parçayı mı yaşayacağız? * Hayır! yazar havlu atmaz. Olsa olsa, sükûtunu duvara asar, …
Şub 23
Walter Winkelman, “Okuma Sanatı Üzerine” yazısının girişinde Goethe’den şu anekdotu nakleder: “Goethe, Eckermann ile Konuşmalar’ında doğru dürüst okumayı öğrenmek için seksen yıl harcadığını, yine de kendini bu ülküye tam ulaşmış saymadığını söyler. Goethe bu sözle besbelli okullarda öğrenilen okumayı değil, fakat bu melekeyi işlete işlete onu gerçek okuma sanatı hâline getirmeyi kastediyor ve ilerlemiş yaşında …
Şub 23
Bin seneden ziyâde yaşamışım gibi hatıralarım var. Hesap pusulaları, şiirler, muhabbetnâmeler, dâvâlar ve şarkılarla,makbuz kâğıtlarına sarılmış ağır saçlar dolu,çekmeli bir büyük dolap benim kötü beynimden,daha az sır saklar.Bu umumi bir mezardan ziyâde, ölüleri hâvî,bir ehramdır, cesîm mahzendir.– Ben ayın menfur bir mezaristânıyım kiorada vicdan azapları gibi uzun kurtlar sürünürve dâimâ benim en aziz ölülerimin üzerine …
Şub 23
İnsanlarKokularını da kendileriyle getirir,BırakırVe giderlerİnsanlar,Bir gün gelir ve diğer gün giderlerAmaRüyalarımızda kalırlarİnsanlar,Bir gün gelir ve diğer gün giderlerAmaDünlerini kendileriyle götüremezlerİnsanlarGelirlerHatıralarını bırakırVe giderlerİnsanlarBir gün gelirlerVe takvimin bütün yaprakları ilkbahar olurVe bir gün gittiklerinde“Dört mevsim sonbaharı”Kendileriyle götürmezlerAma geldiklerindeKendi şarkılarını mırıldanırAma gittiklerindeOnu götürmezlerİnsanlarGelir ve giderlerAma özlemlerimizdeŞiirlerimizdeVe gecemizin ıslak rüyalarındaHep kalırlar…BırakmayınızBir gün getirdiğiniz bütün her şeyiGötürünüzGittiğinizdeAsla insanın uyku ve …
Şub 23
Şehirlerde düşüncenin kalbi kitapevleri bulunmaktadır. Belli pasajlarda veya sokaklarda bulunan kitabevleri, şehre yaşam ve direnç katan unsurların başında gelmektedir. Mağaza vitrinlerinin hoyrat çağrıları, tüketim sarhoşu olmuş insanların boş ve melül bakışları arasında, başıboşluğun had safhaya vardığı şehirlerde kurtuluş limanı gibidir. 1950’li yıllardan itibaren ideolojilerin canlı olduğu dönemde kitabevleri düşünsel hareketliliğin ve etkinliğin merkeziydi. Kitabevleri bir …
Şub 23
Ben, böyle olmamalıydımİsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.İçime bir ateş düşmeliydiAyaklarımın feri kesilmeliydi.Kendimden geçmeliydim sonra…Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumdaAma bunu kimse duymamalıydı,Seni, mahşere kadar saklamalıydım.Ben böyle olmamalıydımNisan akşamlarını ıslatırken yağmurBahar, şarkılarını söylerken karanlığaÇalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.Ayak sesleri gelmeliydi uzaktanBen hep sana yormalıydım.Gece yıldızlarını serpince göğeSeni görmek için uyumalıydım.Şarkılar kime söylenirse söylensinSana diye dinlemeliydim.Türküler dolmalıydı odama,Ben …
Şub 23
Sözün acıydı, yolun dolambaçlı…Yedi uzun yıl geçerekYedi yıl dolaştın durdun… İçimden bir his şöyle diyor:Ayrıl arkadaşlarından istasyondaSabahleyin git kenteİliklenmiş ceketinleBir dam araVe bir arkadaşın çalarsa kapınıAç! Haaa…Açma…Yine de ört hislerini Rastlarsan ana babanaİstanbul´da ya da başka bir yerdeYürü git yabancı gibiYok ol köşedeTanıma!Sana armağanları olan şapkayla gizle yüzünüGöster! Aaah! Gösterme, gösterme yüzünüYine de gizle, ört …