En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Ölümü zararsız bir mahlûk haline getirmek istediler………………………………Göz yaşını icat ettiler.Kimisi tuzunu az buldu kimisi çok,………………………………Velhasıl beğenmediler.Ölüme kardeş gibi ısınmak istediler;Kabristanın tuttular elindenŞehrin orta yerine getirdiler,Taş üstüne taş kodularÜstüne nakış oydular.Serviler açıldı orta yerindenİçerisine rengârenk kuşlarYemyeşil dualar dolduruldu. Ölüme kardeş gibi ısınmak istediler.Şiiri seferber eyledilerDolaştı asırlarca mısralar kabir kabirSalındı servilerden yiğit bestelerŞiiri seferber eyledilerVe elbirliği ileGökyüzünün …
Şub 23
Böyle mi gelecektin Eylûl? Farkında mısın, Ne başka bir sonbahara verdin bahçemizi.Neler savrulmadı bilsen yapraklardan evvel! Bu sefer ne olduysa biz insanlara oldu. Daha doymamıştık son yemişlerine yazın: Kuşlardı, çiçeklerdi besleyen neşemizi. Gün sakindi, gece yıldızlı, yaşamak güzel!Geçen yaz mevsimiyle sulh bir hatıra oldu. Cahit Sıtkı Tarancı
Şub 23
Yalnız o yaşta âşıklara mahsus Şeffaf mı şeffaf yaz akşamlarında, Çok zaman kaçamak buluştuğumuz, Gün görmüş, emektar çamlar altında. Neydi o rüzgâr ılgıt ılgıt esen? Neydin güzelim, ne türlü dilberdin! Hani ya bir gülüşünle istesen, Dünyayı gözümden azâdederdin. Sevdalı kolumun çizdiği kavis, Sararken her sefer ince belinden, Sanırdım kavsikuzahlarla ikiz, İkiz çıkmıştır o Tanrı elinden. …
Şub 23
Bahçem ağaçlardan, çiçeklerdendir. Evim taştan yapılmış. Annem kardeşim gibi severim Ağaçları, taşları, çiçekleri. Hepsine dair hâtıralarım var, Kimi acı kimi tatlı hâtıralar. Bu ağaç servi olmadan, Bu taşa kitâbem yazılmadan, Bu çiçek kabrime çelenk diye getirilmeden, Söyleseniz beni onlara kuşlar, Yanlış bilmesinler beni. Cahit Sıtkı Tarancı
Şub 23
Ne bir kelime konuştuk, Ne işaret çektik birbirimize, Fakat gerçektir seviştiğimiz Vapur kalkıncaya dek, Gözgöze gelmekle sade. Bir saadet gibi hatırlıyorum, Yasemin kokusu ondan, Teneffüsü benden, Bir yaz akşamı, Kandilli iskelesinde! Cahit Sıtkı Tarancı
Şub 23
Vaktiyle gölgesinde dinlendiğimiz çınar, Eski mahalle, vakıf çeşme, bakımsız cami, Sakın zannetmeyin sizi garipsediğimi, Bir güvercin hüznünde susan geçmiş zamanlar! Affedin beni daldığım oluyorsa eğer, Neyleyim gönlümce değil bu olup bitenler. Cahit Sıtkı Tarancı
Şub 23
Sevdiğim insanlara Kızabilirdim, Eğer sevmek bana Mahzun durmayı Öğretmeseydi. Orhan Veli
Şub 23
Pâris’de genç iken koyu Baudelaire – perest idim. Balkon’la, Yolculuk’la, Güzellik’le mest idim. Sinmişti şi’ri rûhuma ulvî keder gibi; Absent’e damla damla sızan bir şeker gibi. Hulyâsının yarattığı iklîm o başka yer! Gür defnelerle çevrili, afyonlu bahçeler… Her zevki bir harâm olan efsunlu cennetin Koynunda vardı lezzeti bin türlü nîmetin. Bir gün vedâ edip o …
Şub 23
İlk bu sabahİlk bu sabah göğü görmedimİlk bu sabah kaysı çiçekleriniHüzün ilk kez konuk gibi gelmediEfendim, ev sahabım Karacamı suya indiremedimŞahanım uçurdum döndüremedimDağlar Enikli kapılar kitlendiTaş avlular sustu, ben sustumİlk kez bekledim ölümüDostu bekler gibi bekledimDağlar Benim acım acıların beyidirCanıma bir doru kısrakla gelirÖfkeyi sabırda eritirUmut yerSuyunu gözümden içer bir zamanDağlar of dağlar Gülten Akın
Şub 23
Daha katı günler yolda, yakın. Dönekliğe ayarlanmış zamanlar görünür gitgide çevren çizgisinde, çekip bağlarsın yakında ayakkabılarını, köpekleri avlulara geri kovalarsın. Balıkların içi çoktan buza kesmiştir çünkü yelde. Yoksulca yanar ışığı kandillerin. Sisi tarar bakışların: Dönekliğe ayarlanmış zamanlar görünür gitgide çevren çizgisinde. Ötede sevdiğin kuma batıyor, çıkıyor kum dalgalanan saçlarına, doluyor sesine, düşüyor ortasına dediğinin, sevdiğine …