En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
(Deniz kıyısında bir odanın penceresi önünde iki adam oturmaktadır. Görünüşlerinden uzun zamandır birbirlerini görmemiş iki arkadaş oldukları anlaşılır. Biri denizciye benzemektedir. Öbürü,susanı ise, denizciye benzemez. Yavaş yavaş gece inmektedir, Sessiz, menekşe ve kızıllık içinde bir bahar akşamı. Dingin denizin üzerinde gemilerin bordaları, halatları,direkleri ve evler çizgi çizgi yansımaktadır. Başlangıçta sıradan ve biraz yorgun bir ses:)Burada pencerenin …
Şub 23
Kardeşim Halil Nihad’a Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum.Öyle her yoldaşı sevmezse de âzâde huyum, Âşinâ, çehre azaldıkça duraktan durağa,Acı bir hâtıra enkazı çöker ortalığa. Her giden, sanki içimden …
Şub 23
İstanbul Pasajı’nda sözümona eski kitap satan, kendini sahaf olarak niteleyen kitapçı çok. Çok da genellikle soru bankası satan, yeni kitapları sergileyen kitapçılar bunlar. İstanbul Pasajı’nda, şimdilerde kimileri sahaflar çarşısı da diyor, bir tek Akademi Kitap var sahaf özelliği taşıyabilen. Yeni kitapların yanı sıra eski kitapları da bulundurabilen. Kitaptan anlayan, sürekli kitap okuyan Akademi Kitap’ın sahibi …
Şub 23
Geleneksel topluluk dünyasında deliler ve deliliğin özel bir anlamda ayrıcalıklı bir statüsü vardır. Deliler her yere girip çıkabilir, her yerde bulunabilirler. Ama hiçbir yere ait değildirler. Topluluk dışına atılmış zararlı bir unsur değil, topluluk içinde ve topluluğa aittir. Batı toplumlarında ise deliler “içine şeytan girmiş” yok edilmesi gereken, tümüyle olumsuz görülen, toplum dışına itilmiş bir …
Şub 23
Daha bir saat önce seninhüzünlü kocaman gözlerinle oturduğun bu köşeciktegeçip giden yük gemilerini izliyorum dalgınca Senden izler taşıyor bütün bu eşyaO bembeyaz kollarının sıcaklığınıhâlâ koruyor bu eski ahşap masaAlmayı unuttuğun sigara paketi işte buradaki ellerin değmişti defalarca İşte gittinişte boşaldı odadaki yerinişte doluştu yüreğimebirlikte geçen o kısacık zamanın tüm görüntüleriKırık dökük sözcükler soluk alışlar sızlanmalar …
Şub 23
Geçen gün sokağın ortasında dokunduğum ölümden sonra birşey farkettim. Dokunduğum ölülerin yüzünü asla unutmuyorum. Kalp masajı yaptığım o kadının yüzü hala gözümün önünde. İntörnken başında beklediğim adamın kolundaki çapa şeklindeki dövme ve dudaklarındaki morluk dün gibi… Gecenin bir yarısı Lalelide ölüm raporu düzenlediğim yaşlı adam da hafızamdaki mezarlıkta yerli yerinde duruyor. Anladım ki, insan dokunduğu …
Şub 23
Ben, annemin yerinde olsam o gün balkona hiç çıkmazdımSana bakmaz seninle tanışmaz hele de âşık hiç olmazdım babaHadi diyelim ki oldum, tutturmazdım öyle evleneceğim diyeKi bir evin bir kızıydı annem bilirdi ne istese yapılacağınıAblam bir yaşına daha yeni girmişken acelesi varmış gibiBen annemin yerinde olsam beni hiç doğurmazdım .. Aslında annemin suçu yok hepsi senin …
Şub 23
ben daima uçurumlar edinirimbir yerden ötekine göçerken işte sessiz saatlerde kederdentüremiş bir söylen gibi gölve başlaşığı endymionbirlikte kıvrılıp uyurlarana-bir acıyla ayışığı.. Da mı birliktedirler? şimdi bu uçurum illerindenuçup göle kaçalım. kirli-olmak bizi …
Şub 23
Bu şehirde yağmur altında dolaşılırLimandaki mavnalara bakıpŞarkılar mırıldanılır geceleri.Bu şehrin sokakları çoktur,Binlerce insan gelir gider sokaklarında..Her akşam çayımı getirenVe bir Beyaz Rus olmasına rağmenHoşuma giden garson kadın bu şehirdedir. Bu şehirdedirValsler, foksrotlar altındaSuman’dan, BramsdanParçalar çaldığı zaman dönüpBana bakan ihtiyar piyanist. Doğduğum köye müşteri taşıyanŞirket vapurları bu şehirdedir.Hatıralarım bu şehirdedir.Sevdiklerim,Ölmüşlerimin mezarları. Bu şehirdedir işim gücüm,Ekmek param.Fakat …