Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Davet

hiç mihiçaklımda yoktu sevişmek ta kikuşhavalanıncaya dek Süheyla Taşçıer / On iki saatlik sevgili

Kalbin Emirleri

    Bizde gizlenmiş bir Allah sesi var; ona kalp diyoruz. Onun yapısı ar­zu ve haset olan etle, zulüm ve kuvvet olan kemikden başkadır. Onla­ra büsbütün yabancı olan kalp, çok kere aşk ve hayranlıkdır. Her adımda acılara ulaştırdığı için hayata dost olur. Bunca acının da yetmediğini, elemin elem doğurmasından sarhoş olduğunu söyler. Bazan da o …

Devamını oku

Şiir neye davet eder insanı?

Şiir; yani söz… Bir davet metodu. Bayağı, sıradan değil; zarif, çoğu kere sadece muhatabına fısıldayan güzellikte nükteli… Şiir neye davet eder insanı? Şairini, okuyanını bir âlemden bir âleme geçişe yahut iç âleminde yürüyüşüne ya da üçüncü boyuttaki zamandan ve mekandan uzak hiçliğe yahut hepliğe. Okuduktan sonra çoğalmış ya da azalmışsanız biraz önceki siz değilseniz, birşeyler …

Devamını oku

Sahaflar Şeyhi Muzaffer Hoca

Beyazıd Camiinin yanındaki sahaflar çarşısındaki kitap dükkanında bulunduğu sürece, birçok kimseyi etkileyen Muzaffer Ozak; bir gün dükkana gelen bir çocuk için ayağa kalkıyor, sevgiyle birlikte saygı da gösteriyor. Etrafındakilerin şaşkın bakışlarını görünce şunları söylüyor: “Bu çocuk Osmanlı hanedanına mensuptur. Nasıl saygı göstermeyelim ki, bizler onların sayesinde bu topraklarda oturuyoruz.” Bir akşam üstü de dükkana bir …

Devamını oku

Gerçek sahaf odur. Kitabın fiyatı değil adamın fiyatı var orada

Sahaflarla ilgili çok anı var. Bu sahaflardan çok iyi sahaflar tanıdım. Allah rahmet eylesin, mesela Hacı Muzaffer vardı. İyi sahaftı, ona herkes hürmet ederdi. Sahaflar Şeyhi (Şeyhü’l Sahhafin) diyebiliriz kendisine. Biz de giderdik yanına, talebeleri çok korurdu. Ben bir keresinde çok zengin koleksiyonu olan bir kitap meraklısıyla beraber gittim. Hacı Muzaffer onu pek sevmezdi, ben …

Devamını oku

Gördüm

bir pazar gününe sabah nasıl iner                göklerden nefesi tıkanmış                             soluk soluğabir parka kuşlar gibi kimsesiz                nasıl iner yoksul kanatlarıylasiz hiç ağaçların sarsıla sarsıla           …

Devamını oku

Zaman… Geçerek… ten

Bir maviden bir siyaha geçerek zamanGeçerek bir çocuk teninden yaşlı uçuk bir deriyeDokunup durgun yüreğine büyük sularınBinbir rüzgârla bir dinmez akışa geçerekGeçerek kirpikleri ve düşleri arasındanYüzünü güneşe tutmuş uzun adamlarınYağmurlardan yazlardan parklardan geçerekUçarı giysiler içinde telaşlı titrekKâküllerden gamzelerden alın çizgilerindenGeçerek bir ince ağrıyla gönül çarpıntılarından.Akşamlardan bir bozgun, gecelerden külhaniSabahlardan bir tüy gibi uykulu düşlerle hafifGeçerek …

Devamını oku

Korku

Tanrı onları dört gözden ayırmasınHiçbiri anne baba yokluğu bilmesin. Büyükler gidince çocuklar küçükse onlar da ölmeliÇünkü kendi evlerinden gayrı evler el evleriHele o kış ayları korkulu akşamüzerleri. Bizler ki büyükken bu kadar yalnızız daYa onlar küçücük kalırsa ardımızda? Hem onlar geç büyürler,sonra ne güç büyürlerDaha yavru dünyanın farkında değillerÜşümüş soğuklarda yatağımıza gelirler. Bizler ki büyükken …

Devamını oku

Babamın Gazeli

Yeni aya karşı dua ederdi Ağlardı kesilen zeytin dalına Ağlardı evliya kıssalarına Saksıda taşırdı kışın baharı Korkuyu sevinci yayan gözleri Kitaba gözlüktü derin gözleri Anamın en kutsal barınağıydı Esli alfabeyi candan severdi Toprağa dosttu ölüme hazır Taşırdı soyunu gövdesi gibi Bir destan büyüttü namustan aşktan Midenin harama düşmanlığından Mehmet Akif İnan

Öyle Güzel Bir Yorgun Adam

Öyle güzel bir yorgun adamdı ki babam,böyle bir gülüşüyle ve susuşuylaemeği, ekmeği, barışıöğretiverirdi tastamam. Be komşum, zaten biz,kadınımız erimiz, bu toprakların ve bu suların insanları,sızımızı, hasretimizi, öfkemizi,biraz Eflatun, biraz Nesimî gibi,onurlu, sessiz, efendice söylemez miyiz? Adını gömleğimize işleyerek sevdiğimizin,bir gül yaprağını saklayarak defter içinde,balkonlara pencerelere dizerek saksılarımızı,kamyonumuza teknemize ad koyarak arifane,tüterek tütünümüzle kasketimizin altında,denizlerle bulutlarla …

Devamını oku