En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Yazmak -hâh- o güzel aldanma! Çocukluk kırık bir lehim.Ki onarılamaz bir daha asla!Ne kesif güller,ne mucizevi kanatlarla…Vural Bahadır Bayrıl Kaynak:Çocukluk ve Şiir / Zamanın ve Mekânın ÖtesiDr. Rahim Tarım / Özgür Yayınları / Nisan 2013
Şub 23
Tenin cam tapınağı. Arzu kör__ elirse, tekrarlanmaz kalpte, çocukluğun o beyaz sabahları. Kariâ! Kimdim ben, sen değilsem? Ey yırtıcı hazzın müphem kaynağı. Kelimelerin, bazen üstünü hafifçe araladığı. Hafızanın manyetik alanı. O tahrip kâr cazibe. Meğer doğruymuş, insanın Oteki’ne gittikçe, hep kendine vardığı. Vakte bakıyorum. Zaman’ın dilden önceki sükûnetine. Zelzele! Kayıyor avuçlarımdan hızla, ömrün sırça yaprağı. …
Şub 23
muzaffer buyrukçu’ya kaç yıldır akarım bilmem pazar yerinidinle ak bakışlı bir çeşme söylüyor– kaç yıldır akarım bilmem pazar yerini koparsınlar beni koparsınlar benidinle banaz’da küçük bir kız çocuk söylüyor– koparsınlar beni koparsınlar beni gün gelir anılar da değiştirir sözcükleridinle babanın eski bir resmi söylüyor– …
Şub 23
Bilemiyorum yıllardır neredeyim?Hergün yediğim ekmek, susayıp içtiğim su,Kolundan tutup gitmek istediğim kadın,Yaşamak kaygısı, gök hasreti, ölüm korkusu,Ve Rabbim senin adın!Yıllar var ki içindeyim hayatın.Anıyorum gençliğimi, özlüyorum çocukluğumu,Fakat bilemiyorum yarını. Bilemiyorum Rabbim, maksadını, kararını.Hepimiz işte dünyadayız,Yataktaki hastamız, topraktakı ölümüz;Neyiz, ne olacağız?Birşey bilmiyorum… Nefes almaktayım yalnız.Rabbim! beni yaratmışsın,İnsan şeklinde görünüyorum,Terlerim yazın, üşürüm kışın,Düşünüyorum, düşünüyorum… Ziya Osman Saba
Şub 23
Hayy, dar! Bu ten bana zar!Kuşlar uçar… Uçmak ki tayy!Gül ise dirimdir. Zamir, derşaire her daim; hayy, dar! Dil, şer şebeke, aşikar! Vehmettikçe, mayi endişe, varlığasızar. Sayy ki, boşa çaba, boşatebessümlerdeki o ince ayar. Leyl akar. Hani serin bahçeler,çılgın, sere serpe, hani köpükköpük leylaklar? Anladım, şehrekabul edilmek’ çin, herkes önceöteki’nde uyuyan çocuğa kıyar! Şeffaf örüntü. …
Şub 23
İnci idiUçurtmanın adıİpi kopmuşBirUçurtma gibiBir çocuğuNokta Benim UçurtmamBir gün Unuttu ipiniKopardı gittiBilmediğim bir yere Özdemir Asaf
Şub 23
Mikail’in kalbi durdu. Soğuk ve yorgun bir hesaplaşma gecesinin sonunda, bakımsızlıktan eksilmiş dişleri bir türlü tamamlanamayan iki küçük çocuğunun ve dudaklarından kahırlı beddualar dökülen karısının hazin bir sessizlik ve fakirlik içinde oturdukları,duvarlarından acı sular sızan evinde; ağladığını değil, yenilmişliğin acısıyla ağladığını saklamaya çalışırken, ansızın kalbi durdu. Onun kalbinin durduğu anı ben çok iyi biliyorum. Çünkü …
Şub 23
Kış, Ada’nın her tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dıramudana, gündoğusu, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pılısını pırtısını toplamamış, bir kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur. Gitmekle gitmemek arasında sallanır bir halde, elinde bir pasaport, çıkınında üç beş altın, bekleyen bu güzel yüzlü göçmen tazeyi benden …
Şub 23
Bugün karşı arsaya yığılı kalasları kaldırdılar. Kocaman kamyonlar onca kalası iki saat içinde aldı gitti. Hiç ayrılmadım pencereden. Annem bir iki kere “ne oturuyorsun, ortalık süpürülecek” dedi: aldırmadım. On yıl önceki arsayı düşündüm durdum. Okul dönüşü bu pencereden top oynayan çocuklara bakardım.“Kız, koca mı arıyorsun orada?” derdi annem, utanırdım. On yıl önce annemi de severdim. …
Şub 23
Şehrin kıyısında, ufacık bir derenin kenarında, dalları suya sarkan ihtiyar bir söğüt ağacı vardır. İlkbaharın başlangıçlarında bu söğüdün dallarına bir dişi kırlangıç gelip kondu; derenin bir başından bir başına yıldırım gibi uçan, beyaz göğüslerini suya dokundurarak şeffaf kanatlı küçük böcekleri yakalayan diğer kırlangıçlara bakmaya başladı. Başını hafif hafif sallıyordu. Derin düşüncelere daldığı belliydi.Söğüdün dalları hışırdadı. …