En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
bazen şöyle hayaller de kurmuyor değilim… sakıncası yoksa… mesela…fatih camiinin avlusuna kedileri ziyarete gidiyoruz ali ve ömerle. bir tas su ve bir tas yemek elimizde. kuşları da unutmuyoruz, güvercinlerin en çok sevdiklerinden avuçlarımıza ceplerimize dolduruyoruz. önce kedilerin yanına gidiyoruz,ali ve ömer elleriyle bir yavru kediyi besliyor. mesela işte… o yavru kedi de bizimle birlikte güvercinlere …
Şub 23
… ”Mustafa amca mahallenin şekerci dedesidir ve aynı zamanda şeker gibidir… Yusyuvarlak yüzü, küçücük gözleri, tombul yanaklarıyla, hep tebessüm eden haliyle Hulusi Kentmenden bile daha şirindir. Elinde şeker dolu poşeti ve yanında yöresinde çoluk çocuk hiç eksik olmaz… Ezan sesini her işittiğimde, camdan bakarım arkasından, sıyırdığı gömleğinin kollarını alelacele iliklerken, kendine has tombul yürüyüşüyle zihnime …
Şub 23
Tıp-psikiyatri “yas”a ömür biçer. Der ki, ölülerinizin ardından en fazla altı ay üzülebilirsiniz. Altı aydan fazla süren yas, artık hastalığınızdır ve bizim sizi tedavi etmemiz gerekir. Bu matematiği, boşverelim. Zaten, “dünya” denen illetli mekanımız altı ayı doldurmamıza müsade etmiyor. Üstelik toplu ölümlerimizin üzerinde kirli gölgeler geziniyor. Ceset, toprakla toprak olup çürüyene kadar üzüntümüz geçiyor da, …
Şub 23
halksız şehirler değil kris, şehirsiz halklarçok halklar, çok şehirsizler, çok moral bozucuson günlerde çok kelimesini çok kullanıyorum her yıl yeni modelleri çıkıyor melankolininiçimden bir ses gelmiyor, hayır bazen geliyoriçimden bir ses, sesin dışarıdan geldiğini söylüyor-iki saray odası alana bir saray odası bedavao montu almam iyi oldu, çok iyi oldu, çok evetkırışıklıkların geçer, beni seviyorsundur, ama …
Şub 23
Kızım ince ve hafif sesini Gezdiriyor İçeriye boşalan ayışığında Baba, diyor, öp beni Öp beni sesimde bir ağrı var İpin üstünde cambaz bembeyaz Çoğaltıyor annemin yüzündeki geceyi Çocukların gülüşlerine öykünen yaz Baba, neden her şey sağlam ve böylesine yeni Kızım saatin en ucunda Saçlarında mavi bir akış Baba, diyor, bir melek miyim ben Avuçlarımda uyuyor …
Şub 23
Ben ne susuyorum, sen ne anlıyorsun… Bir kılıcın üstünde yazıyordu bütün bunlarArtık dostlarım bunu bir kenara yazsın, bu uzun soluklu ölümüÖmrümüz galiba ölülere üzülmekleİmrenmek arasında geçip gidecekİnsan tekrara düşen bir canlıdır gerçekHer ölüm düşülen bir tekrar değilse nedirHer bungunluğun ardından yağmuruHer yağmurun ardından güneşi beklememiz.BundandırSana uzaksa elbet birilerine yakındırHangi açıdan bakarsan bak acı değişmez sadeceBize …
Şub 23
Sen olmasan… Seni bir lâhza görmesem yâhut, Bilir misin ne olur? Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücud Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teennüs arar, Ve bulur; Fakat o zulmete mümkün müdür alıştırmak Bütün güneşle, semâlarla beslenen rûhu, Bu rûh-ı mecrûhu? .. Sen olmasan… Seni bulmak hayâli olsa muhâl, Yaşar mıyım dersin? Söner ufûlüne bir …
Şub 23
Küçük, muttarid, muhteriz darbelerKafeslerde, camlarda pür-ihtizâzOlur dem-be-dem nevha-ger, nağme-sâzKafeslerde, camlarda pür-ihtizâzKüçük, muttarid, muhteriz darbeler!.. Sokaklarda seylâbeler ağlaşır,Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır. Bulutlar karardıkça, zerrâta birAğır, muhtazır dalgalanmak gelir; Bürür bir soğuk gölge etrâfı hep,Nümâyân olur gündüzün nısf-ı şeb. Söner şimdi, manzûr olurken deminHeyûlâsı karşımda bir âlemin Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere,Bakıldıkça vahşet çöker yerlere. …
Şub 23
Ötelerin gülücükleri gibi damlalar, Dolaşır, ayrı düştüğü deryaları arar. Ses verir ud telleri gibi ince ince,Yerin solukları duyulur yağmur deyince.. Bir şiiri meşk ediyor gibi fasıl fasıl, Süzülür beyaz kelebekler gibi muttasıl… Hep bir mûsikî ritmiyle kulaklarda çağlar, Sanırsın gökler coşmuş da çemenlere ağlar. Her damla veda eder semavî hayatına Ve döner ummanlarla coşan kâinatına. …
Şub 23
Her güne yaşayarak uyanınca Şu ur yok mu kafamda şu ur Senden ordular dört bir yanda Mızrakların ucuna takılmış ayetler gibi Gözlerin Daim hücum halinde, hep sefer Duvardan sökülmüş şiirin bıraktığı iz Susacakların boyunu aştığı vakit Git lakin önce şuraya bir vav çiz Tırnaklarımın içi kan dolu Konuşmak için çok geç vakit Bana bu ölümü …