Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Türk Edebiyatı’nın açmamış çiçeği; Şükûfe Nihal

SuKalbinden kalbime akan bir sestiAkşam gölgesinde çağlayan o su…Sesini en tatlı yerinde kestiBizi sonsuzluğa bağlayan o su.O su, bir sır gibi mırıldanırdı;Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı;Bizi Leylâ ile Mecnun sanırdıGamlı yolumuzda ağlayan o su…Sessiz ruhumuzu o bestelerdi,Bize “Unutalım dünyayı” derdi…Bir aldı sonunda verdi bin derdi,Bizi bizden fazla anlayan o su.Şimdi ne akşam var, ne ses …

Devamını oku

Hiç Kimse Bilemez Beni

Hiç kimse bilemez beniSenin bildiğin kadar Gözlerin, içinde uyuyupKoyun koyuna uyandığımız gözlerin,Ağarttı dünyanın tüm geceleriniİnsan parıltılarınla senin Gözlerinden başladı yolculuğumDünyalar ötesine anlamlı bir güzellikİçinde binbir hevesle uçtuğum gözlerin Gözlerinde yansıtırdı biziBitip tükenmeyen yalnızlığımızO bakışlar değil ki şimdi gözlerindeki Hiç kimse bilemez seniBenim bildiğim kadar Paul EluardÇeviri : Sacide Üçer

Sevgili

Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne;Saçlarım içindedir saçları;Hali var, ellerimin halinden;Rengi var, gözlerimin renginden;Kapılmış, koyulmuş gölgeme,Göğe karşı bir taş gibi. Gözleri var, açıktır, herdaim,Uykuyu haram ettiren bana;Ya güneşleri önüne katan,Ya o ışık delisi rüyaları,Güldürür ağlatır da güldürür beni,Söyletir bilmeden ne söylediğimi. Paul Eluard

Bir Sevda Türküsü

Sokul yanıma,çığlıklar dolarken kentin sokaklarınayirmidört ayar yankılar düşer dağlardan.Üşürüm kar giyinmiş ağaçlar gibisımsıkı tut ellerimiki,bir kır çiçeğikorkusuzluğuna ulaşayım.Tuz ekmek ve şarap kadar kutsal,okunması düşlenen bir kitabınel değmemiş koyakları kadar gizemli,sevdaya ait ne varsa içimdesırtımda taşıyorum akşamları.Rüzgarın baştan çıkarıcı çağrısına kapılıpipini koparan uçurtma gibiçılgın olmak istiyorum,bu yüzden,görmüyor musun kollarımsana uzanıyor savaş alanınıntam ortasındanPeşimde kanıma susamış canavarlar …

Devamını oku

Seni Seviyorum

Seni seviyorumçağladıkça coşan suestikçe dellenen rüzgarekildikçe anaçlaşan topraköğütler bunu bana seni severkentürküden türküye geçer ırmaktoprak yaz yağmurlarıyla oynaşıröğle tozlarıyla dolanır rüzgar ufkuadınla uyarırlar beni seni seviyorumbağda çillenen salkımdalda allanan meyvaöttükçe kendini tüketen kabakçı kuşuöğütler bunu bana seni severkenyaz güneşi şehvete boğar bahçeyikükürt adetleriyle solar bağ yapraklarıballı incirde yaşar -bin bir cilveli- aşklarınıturunç gerdanlı kuşlarhaberler getirir …

Devamını oku

Şehriyar

1. Rahmete açılan bir gökyüzüydüÜstümüze yıldızlar serpenŞefkatli bir anne gibiydiSeni bağrına basan toprakMümin mütevekkil bir güzel adam içinÖlümün müthiş ve gizemli sorularınaAğrılarımı iyileştirenSakin cevaplar bulabilirdimCesur olmayı dener“Yaşamak” bu diyebilirdimİçimde bulutlar hep böyle kabarmazUysal gözlerle bakardım sanaHafta sonlan parkları sevebilirAnılarımı bir tablo gibi asardım duvaraSöylenecek sözlerim olmasaydı hayata 2. Oysa yine çocuklar var hayatımızın ortasındaGüzel yüzleri …

Devamını oku

Kafiyenin Efendisi

     İmrü’l Kays ve Muallâkası Gülceleşti bir zamanda…     Demiştim ya hani: “Çıkınımda şiir gizli”… Durun!Durun hele,Orada durun! Çöl boyu uzanan yerler arasında,Dahul’den Havmel’e, Tudıh’tan Mikrat’a…Dalgalı kumların azalıp inceldiği,Sevgilinin yurdunda;Sıktu’l Liva’daSilinmemiş izler,Yaşıyor hatırası daha.Sizler,Hepiniz, sizlerDurun!Durun hele,Orada durun! Durun ki;Anarak adını sevgilinin,Yana döne dolaşalım.Durun, durun ki,Hasretinin ateşiyle,Yana söne ağlaşalım. Siz, ey! Kalabalıklar içinden çıkmış kalabalıklar;“Ölü …

Devamını oku

Muallâka

1- Durun! Sevgilinin ve onun ed-Dahul ile Havmel arasındaki Sıktu’l Liva’da bulunan yurdunun hatırasına ağlayım. 2- Tudih ve el-Mikrat’a kadar uzanan, güney ve kuzey rüzgarlarının dokuması sayesinde henüz izleri silinmemiş olan hatırasına ağlayım. 3-Sevgilinin yurdunun geniş alanlarında ve oradaki su birikintilerinde, bembeyaz ceylanların karabiber tanesine benzeyen gübrelerini görürsün. 4- Göçlerini yükledikleri günkü ayrılık sabahında ben, …

Devamını oku

Ben Su Kenarında Kavrulan Ağaç

Yaprak düştü dalımdan Kuş uçtu, soğuk vurdu çiçeğimi Üşüyor, titriyorum Hisseden, ısıtan nerde? … Ben su kenarında kavrulan ağaç Su akar, ben uzanırım, faydasızdır her şey Her şey; çaba, direniş, sızlamak bile Nafile… ‘Su fırsattır uzan oğlum! ‘ derim Çaresizim, böyleymiş kaderim Rüzgâr dağıtır söğütsü saçlarımı, ancak Bulutlarda ümitlerim… Yağmur yağar ardından Düşmez damlası dibime. …

Devamını oku

Ansızın bir vedalaşma öldürür seni

beklemediğin bir vedalaşma seni öldürür. öldürür seni aşka tuzak yolculuklar. denizi ancak deniz tanımlar güneşin ayazında gemi çığlığıhıçkırığı bol yolculuk sonu kaptanın anonsu: karmaşa ah veda, boşluğa yama… yarım bardak kırmızı şarabı unutmuşsun. küllüğü boşaltır, geceden kalan bulaşıkları yıkarsın. telaşla ararsın anahtarı. fakat akşamdan kalan anılara virgül koyma isteği başlar sende: matematik defterinde unutulan, edebiyat …

Devamını oku