En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Deli gönül, neyi özler durursun ?Acınacak dostun, cânanın mı var ?Dünya yansa yorganım yok içinde,Harap olmuş evin, dükkânın mı var ? Hatır, gönül bulamazsın birinde.Dama dedi dişisinde erinde,Vatan dedikleri yangın yerinde,İnsanlığa hâlâ imânın mı var ? Nene yetmez senin şu kuru kavalPîr aşkına sıkıldıkça durma, çal.Maltadaki kurnazlardan ibret al,Paran mı var, bağın, bostanın mı var …
Şub 23
sana sarı bir yaz gönderdim onu bir zaman gibi koynunda sakla önce kuytular göle çekildi ayrılık, ayrıldığın yerde değildi herkes, artık, elbette dağ’dır biraz ve sarı yaz senin perden suya gömdün yaprağın adını bir kentin hüznüne benzedin birden aşklar kimliksizleşti: süslü zamanlar! sen ki kendi kendinin özleminden sıkılırdın… sorardın: ‘olur mu, anlamak aşkları eski güllerden?’ …
Şub 23
Damakta serçe gibi seken bir şarap şimdiUstamın üzüme attığı enfes düğüm;Ve gözetimi altında çarkıfeleklerinUzak buzulların soluğuna yatırılmışBinlerce saptan çekilen şu narin rakıKumaşı çürütüyor lâcivert-beyaz hışmıyla,Nicedir içimde taşımakta olduğumUçuk Minerva’ya göktaşları gönderiyor;Bir çözülme dilimde sulardan yıldızlardan,Diyorum; nerede olursa olsunBir ısırganı bile koynuna alıp yatabilir insan,Bu lebi deryanın,Bu gelinciklerin,Bu işin ve eylemin,Bu hayatın, ölülerin ve kahramanların,Reçinenin ve …
Şub 23
– Birinci Şiir Bütün ışıkları söndürdüm Ardına kadar açtım penceremi. Nasıl beklediğimi bilirsin Unutma e mi? Bir beyaz kedi gibi gel pencereme Öyle sessiz gir içeri. Yalnız oturamıyorum artık Sıkılıyorum geceleri. Bir kilim ser odama, dört köşeli Üstünde asma yaprakları olsun; Dost yüzlü gölgeler içinde, Misafirim olursun. – İkinci şiir – Küçük avuçlarımı hatırlarsın …
Şub 23
İpini kopardığım yılların ötesindeBir cigara içimi konaklamak isterkenDüşlerimin haziran denizleriVurur kayalara, dökülür kayalardanHangi dalgaya tutunmaya çalışsamNereye çevirsem gözlerimiŞaşıyorum kendi kendimin ardından. Neredeydi, nasıldı, ne zamandıDüşlerimin çizdiği unutulmaz yollardanGörülmemiş sanılarla geçip gittiğimTutkuların mevsimlik çiçekleriKokulardan kokulara uçururken beniAvucumda bir özlem susuzluğu kaldıSes gibi, ışık gibi ölümsüz duyarlıklardan. Arasaydım, arardım bütün bileşimleriGizlerinden, giysilerinden soyutlayarakNe sorular sorardım düşünüyorum daPencereme …
Şub 23
Dirseği fesleğen saksısına dayalıElinde yeşil bir soğanYemiyor daIsırıp ısırıp bırakıyorduBen sigara içiyordumAma durmadan O beyaz dumanların en uzak ötesindenBir bakıyordu banaBir de bakmıyorduBen her zaman yaptığım gibiBir düşü iyiye yordum Olan olduAyaklandık devrildik sarmaş dolaşKapattı üstümüze fesleğenin kokusuSeviştik bir kilimde –mor çizgili–Yağmurlu bir sokakta bir güneşDolaşmaktan yoruldu Nasıl oldu gözüm iliştiAnlatsam aklınız dururŞairimİnanmazsınız ki Saksı …
Şub 23
Kimsenin başına gelmemiştirBenim başıma gelenler.Hangi günüm sevinçli geçti? Elbette tadı var bu aleminAğaçların çiçekleri var,Kadınların sıcak dudakları,Bin bir türlü hali var denizlerin. Evimdeyken bu saatte benÇarşıya ekmek almaya giderdim,Şehirli bir kadın gibi kokardıEvlerin bahçeleri akşam serinliğinde. Vaktiyle İzmir’e gitmiştimÖmrümde ilk defaAşıklık yüzünden.Şehre girerken ışıklar uçuşuyorRüzgar okşuyordu saçımı tren penceresinde,Kalbim bir bayrak gibi çırpınıyordu. O gün …
Şub 23
Bir melek su taşıdı,Biri serinlik taşıdı uzaktanBiri yeşillik getirdi.Yıldırım gibi, ama sessizÇimenler sökün etti kara topraktan. Sonra sen geldin dünya güzelim!Yürüdün salına salına,Bastığın yerde güller açtı,Sarıldı ayaklarına. Aşk da yeşeren otlara benzerGünü saati bilinmez.Bakarım bir gün hepsi solmuşDünya güzelim gider gitmez. Cahit Külebi
Şub 23
Hissen yok bu akşamda senin,sen öğleden beribu renk renkbu çeşit çeşit söylenen şarkınınartık haricindesin.Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar,nerdeyse, habersiz gün batacak.Tamamen çekmiş göğsünden akan kanıbüyük ve mütehammil toprak.Her şeyin ne kadar şikâyetsiz,saatin hâlâ işliyor bileğinde,onu akşamdan akşama kurardın,tabii biraz sonra duracak.Bugün günlerden cumartesi,dün yazdığın mektup,ancak, dört gün sonra eline değecek karının.Senin orada eskisi gibi sesin …
Şub 23
Bazen yaşamak; ağır ve ağrılı bir ölüme sebebiyettir.Hayat tıkılıp kaldığın bir fanus olduğunda ölüm; tek nefes alma şeklidir. Her şair nefes darlığını şiirle genişletir. Batıl bir inanca göre; şiire sağ ayakla girmem gerekiyordu, sağım solum belli olmuyor bugünlerde ve omuz kavgasında meleklerim. Şiiri kalemine göre uzat diyorken Tanrı mürekkepten çalmayı düşündüm ki düşünmek; Ağır suç, …