En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
kalbimacının altında eksi iki derece yoğun kar yağışı gibi bir şeyiz ikimiz de durmadan devam eden tipi şeklinde aralıksız kalbim acının altında eksi iki derece şehrin göğsüne kadar ulaştı kar kalınlığı sözcük mesafesi sıfır ! kapanan köy yolları gibiyiz sonunda işte kim bilir kaç çocuğu öldürdük biz bu soğuktan, kaç karanfili kaç serçeyi kaç evsizi… …
Şub 23
BilinmeyenlerinRenkten, kokudan, biçimden, ışıktan, kütleden ve Coşkudan, hüzünden, sevinçten, acıdan ibaret olanların Ya da öyle varsayılanların karşısında bilim adamı olmayı yeğlemem. Şimdilik yazıyorum, yarın? Bilmiyorum. Atamız Sokrates, anarnız Vislaya Şimborşka öyle dediler: Bil – mi – ya – rum. Ben onların hala cahil bir öğrencisiyim. Şiirsel olanla şiir arasında bir fark yoktur. Hatta …
Şub 23
Kırmızı Japon harfleri geçti ağzından.Emaye göğsüme düşüp ses çıkarttı. Fısıltılar… Durdu ve bekledi. Şeffaf bayrak, yukarıdan aşağı inen bir ferman gibi ayırdı ikimizi. Geldiğimiz uzak yoldan tahriş olmuştu : ayaklarımız, ellerimiz. Bir haiku kadar yavaş ve çabuk… Beni öpmedi. Ilgım Veryeri
Şub 23
“Keşke bir gemide olsak” dedi. “Nereye gittiğimizi bilmeden denizin sonsuz maviliğinde kaybolsak. Başbaşa..” “Peki gemiyi kim kullanacak? Ne yiyip ne içeceğiz? Bu geminin mazotu hiç mi bitmeyecek?” gibi mantık dışı sorularla kafasını kurcalamak istemedim. Gemiye binmekten pek hoşlandığım söylenemezdi, ama gemiye binmemeyi seviyorum da diyemezdim. Bir süre kelime aradım. Sonra ‘keşke’ dedim. Çok sevdim keşkeyi, …
Şub 23
Uzanmak gölgesine, soluk ve dalgın,güneşten kızgın bir bostan duvarının,dinlemek böğürtlen dikenlerinin arasındantarlakuşlarının şakımasını, hışırtısı yılanların. Toprağın çatlağında, burçak otlarında ya daizlemek kırmızı karınca dizilerini,kâh dağılan, kâh toplaşıverenbaşak kümeciklerinin üzerine. Gözlemek dallar arasından, çırpınışınıdenizin uzaklarda, pul pul,yükselirken ağaçsız tepelerdenağustos böceklerinin titreyen şarkısı. Ve dolaşırken göz kamaştıran güneştehissetmek hüzünlü bir hayretlenasıl da benzediğini, hayatın ve acılarının,üstü cam …
Şub 23
Basit bir kareli defter de yeterdiSamatya istasyonunu anlatmak içinakşamı beklerkenbeklerken parçalanmış umutlarıbiraz önce yağmur yağmış o istasyonhüzün dağıtırkenuzaktan bakanlara bilekıyı yolundan geçenlereve yolculara ki hüznün kendisidirbiraz şairdir akşama doğruanlayışla bakar istasyon şefihafif gülümseyerekve aldırmaz bileve birden gün geçeraldırmaztirenlerle yolcularla yüklerlebiletlerle pasolarla geçer günve Egemen Berköz evine dönerKupkuru yüreği hüzündenhatboyu kırık dökük ev içlerinden akşama doğrubir …
Şub 23
Ve Douve’sun işte sen şimdi son odasında yazın.Bir semender duvarda kaçıp gitmede. O güzelinsan başı yaymada yaz ölümünü. “Yok olmak isterim sende, dar yaşayış” diye haykırıyor Douve.Boş şimşek dudaklarıma koş, içime işle! “Bak bana, bak bana, koştum ben!” Yanındayım senin, Douve, ısıtıyorum seni.Aramızda yalnız bu çakıldan lamba var, budinmiş biraz gölge, ellerimiz ki gölge bekleyip …
Şub 23
Sen benim derimden daha çok benimsin. Seni araken İçimde damarlarımda, kanımda ışıkla örülmüş Gizemli dokularımda sendin bulduğum. Sanki kandın sen Taştın azıktın. Bense dışında kaldım aklın, çılgınlığın, giysilerin Eski bir karanlık ve ormanlar soyundan geliyorum. Ama tıpkı bir kuyudaymış gibi iki büklüm Kör bir adam gibi el yordamıyla Yolumu bulmaya çalışırken topraklarımda Adımlarıma yön verecek …
Şub 23
Hepimiz aynı trende oturuyoruz Ve seyahat ediyoruz zaman içinde rastgele Dışarı bakıyoruz; yeterince gördük.Hepimiz aynı trende gidiyoruzVe hiçkimse bilmiyor, ne kadar uzak? Bir yolcu uyur; bir diğeri yakınır;Üçüncusü çok konuşur.İstasyonlar anons edilirYılların içinden hızla ilerleyen tren,Ulaşmaz hiçbir zaman hedefine. Yerleşiyoruz.Toparlanıyoruz.Bir anlam veremiyoruz.Acaba yarın nerde olacağız?Biletçi bakıyor kapıdan içeri Ve kendi kendine tebessüm ediyor boynunu eğip. …
Şub 23
Zaman sileruzaklaşan bir gemidir anılar Fırtına deprem ve kasırgahepsini aşar küçük kızlar Sokaklar da bir evdirbelki de daha kardeş yabancılar En doğrusunuyürek söylerbabalar gidincekendi gölgesini görür çocuklar Sen ki asla bağışlamazdınişlemediğimiz suçları bilesenin yazdığın kader defterineuymadımkendimi seçtim -Yaşken eğdinnasıl da nasıl da acıttın dallarımı- Yine de korkuyorumölürsün diye bir günkırılmış, ufalanmış kızcığınbüyüyor ve yaşlanıyor babalar. …