Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Aşk Adresini Yitirmiş de

ISözden öteye geçebildim mi?Gidebildim mi sözcüklerinönü sıraVarabildim mi gönlüne,Ateşini yakabildim mi?-Hayır! Bilmem ki ne desem sana?dili yok benim de yüreğimin,Ben de lâl…Bilebilsen, ahh…Ne kadar umarsızımAhhh! bilebilsen… Sevgilim!Kör karanlıklarında yittiğimiz bir kuyuDeğil,Aşk. IIParmakların parmaklarımla buluşuncaYakınlaştıkça yitirilen bir kenteDönüşürdün, keşfedilmezim, günahkâr mevsimim Parmakların parmaklarımla buluşuncaYüreğim sevincin akıntılarına takılırCoşkunun pınarlarına girerdiAnımsadın mı Parmakların parmaklarımla buluşuncaRengini bulurdu gözlerimde gökDenizler …

Devamını oku

Evet Madam Gözleriniz

başı boş tomurcuk sağanağı ile başlamıştııhlamur uykulara uzandığım yazmaviye dönüşürken gök – denizevet madam gözlerinizbir darbesi ile kesip içimdeki düğümleri-aşk deyip de alıp başımı gittiğim-yaza hakim renk gözlerinizve kırlangıç fırtınası kirpiklerinizsür atını demişlerdisür sevda dağlarınakaç aşka sığar ki bir ömür mine çiçeklerine sığındığım anlardıgöğsümdeki durağan ağrılardanyaz ökselerle doluydu/ geceler de…siz de öyleydinizevet madam öyleydinizkirpiklerinizin çevikliği …

Devamını oku

Bulutlanma Sonnet Si

söylesem hüzün olur, söylemesem de hüzün; zaten sözler de bezgin… kime anlatılsın? âh, dil’den ürker olduk; kimse dil’in bir düğün olduğunu bilmiyor; bir kenara atılsın diye bekliyor şiir… yılışık ve savurgan çok boyalı bir gülün yükselişi… ne hâzin!.. giderek kendimize sığınacak korugan bile bulamayarak… –ve elbette magazin bir yalnızlık edinip, n’olacaksa olacak diye yollara vurmak… …

Devamını oku

Sorular Kitabı

Neler daha ağırdır sırtımızdaacılarımız ya da anılarımız mı? Söyle bana, gül, çırılçıplak mısınhep böyle mi giyinirsin yoksa? Neden çocuklarıyla gezmeyegitmez dev uçaklar? Neden öğretmiyoruz helikopterleregüneşten bal süzmeyi? Öldüğümde farkına varmadankime sorarım sonra zamanı? Nereden aldı Fransa’da baharbu kadar çok yaprağını? Neden saklıyor dersin ağaçlarbütün görkemini köklerinin? Yağmurun altında duran bir trendenhüzünlü daha ne var ki …

Devamını oku

Büyücüm

I Tanrıların isimlerini tekrarlamam, ölümü geciktirmiyor.Kemiklerimi, adak testimin yanında kıvrılmış buluyorum.Ve şekilsizliğimi unutmaya çalışıyorum.Nereden geldiğim biraz önemliOrada kalsaydım daha mı az titretecektim mermeri.Yüzünü tanıyorum büyücümYaşaması gerekmiyor ellerimin Yalnız gideceğim orayaTanrılara ağlayacağım bu defa–Tanrılar ağlanmaktan yorgundur oysa–Boşluklarının, olmayışlarının sıkıntısını anlatacağımSusacaklarSoluksuz nasıl yaşanır sırlarını fısıldayacaklarYaşanır mı büyücüm II Işığı yetmiyor gözlerininSadakatini anlatmayaYoksunYokluğun anlam bulmuyor yakarışındaÇocuksuz olmalısınKemiklerin yetiyor …

Devamını oku

Allahın Duvarında Bir Harftir Kadın

I Allahın duvarında bir harftir kadınSiyah kuğuya benzerBeklemeyi öğrenmiş II ÖlümZamanaBekleme git dediği günBildim.Gün vurmadı yüzüne çinilerinÇinilere yatırdım oğlumuBoğdum. Karnımda büyüdüğü gün bildimSiyah bir kuğu gibi,Allahın harflerinden süzülüpAvluya giren kadınSu sesinde kendini diledi. III Gölgesinde şadırvanınGünlerce bekledi.İnsan olmak istiyorduKanatlarından kurtulmak.Şadırvanda aktıkça suKanatları inceldi. Ve kaldırınca kanadınıİçinde bir yılan gördü.Değişmiş kabuğuZarı incelmiş.Boynunu uzatıp derine baksaÇürümüş bir …

Devamını oku

Aynı Topraklarda

Güneş solumda ve dikenlerin yolunu aydınlatıyor.Çocukluğumla aramda ölüm var.Ölümle hayat arasına sıkışmış, uykulu, kadim bir tepedeyim.Annem yoldan gelmiş yol olmuş kardeşime,Ölümleri gösteriyor. Birlikte ağlıyorlar.Ben güneşe ağlayacağım. Issızlığına bu tepelerin.Ve yanımda soyunmuş derisiyle bir yılanın, çok isteseLapis olacak mavi bir taşın rehavetiyle bakınıyorum.Neresi yurdum?Güneş belki de.O hep duran. Çocukluğumu tanıyan eski dostum kaplumbağa.Mezarları hatırlatarak, küçük bir …

Devamını oku

Geçiş

Mazi köyünde, hatıralar gölgesinde kal !Yaklaştığın tâbiati günlerce seyre dal! Dağlar başında zevkini aldındı varlığın,Bulsun bu zirvelerde huzûr ihtiyarlığın. Akşam, çoban sadâları artar, güneş söner;Gür çırıgıraklarıyle davar yaylâdan döner; Havlar zaman zaman gece ufkunda bir köpek,Gönlün hüzünlenir bunu duydukça ürkerek. İnsan bilir cihanda nedir ömrünün sonu;Ömründe bir dakikacık etmez hayâl onu. Hiç şaşmıyan saat gibi …

Devamını oku

O Taraf

Gördüm ölüm diyârını rü’yada bir geceSessizlik ortasında gezindim kederlice. Durmuş saat gibiydi durup geçmiyen zaman.Donmuş sükût içinde güneş görmiyen cihan. Hâkimdi yerde ufka kadar uhrevî vakar;Bir çeşme vardı her tarafından ziyâ akar; Geçtikçe bembeyaz gezinenler üçer beşer;Bildim ki âhiret denilen yerdedir beşer. Baktım hüzünle her birinin benzi sapsarı.Sezdim ki gövdesizdi, hayâliydi boyları. Bir başka semte …

Devamını oku

Irmak-Boyu Tacirinin Karısı: Bir Mektup

Saçlarım daha alnımın üstünde dümdüz kesiliykenÖn kapının orda oynardım, çiçek koparırdım.Sen atçılık oynayarak bambu değneklerinde gelirdin,Çevremde gezinirdin, mavi eriklerle oynayarak.Böylece yaşar giderdik Chokan köyünde:İki küçük insan, tasasız, kuşkusuz. On dördümde, Efendim, evlendim seninle.Hiç gülmedim, utangaçtım çünkü.Başımı öne eğip duvara baktım.Bin kere çağırıldım da hiç ardıma bakmadım. On beşimde, somurtmayı bıraktım artık,Toprağım seninkiyle karışsın istedimHer zaman …

Devamını oku