Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Çocukluğum

Çocukluğum, çocukluğum…Uzakta kalan bahçeler O sabahlar, o geceler, Gelmez günler çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Gözümde tüten memleket. Artık bana sonsuz hasret, Sonsuz keder çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Habersiz ölen kardeşim, Mezarı bilinmez eşim, Her bir şeyim çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Bir çekmecede unutulmuş, Senelerle rengi solmuş, Bir tek resim çocukluğum… Ziya Osman Saba

İlk Aşk’la ‘Son Şans’ arasındaki rüya, gençlik ve Turgenyev

O küçük romanla yıllar evvel sevdiğim bir yazarın köşesinde tanıştım. Sonradan denemeler kitabına da girecek olan yazıyı yazan kıymetli şahsın ismi Ahmet Altan. İsmi size bir yerlerden tanıdık geliyor, değil mi? Hani şu okuduğunuz gazeteyi ayakta tutabilmek için mücadeleyi seven bir ekiple günde on sekiz saat çalışıp, haftanın altı günü memleketin ve gazeteciliğin sorunlarını herkesin …

Devamını oku

Buzda bir balık gibi hissedenler; Tezer Özlü ve Pavese..

Omuzlarından aşağıya dökülen uzun sarı saçlarına, Modigliani’nin kadınlarını anımsatan eğik duruşuna, uzun parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarasına, melankolik tebessümüne bakarken onun sesini duymaya çalışıyordum. Tütünle boğulmuş gibiydi sanki. Üstünde ‘Çocukluğun Soğuk Kış Geceleri’ yazan sararmış kitaptan henüz bir satır bile okumamıştım. Merakla yüzünü inceliyordum. Ansızın bir yerden hatırlayacakmışım gibi bakıyordum hiç yaşlanamayacak olan o genç kadına. Hayatı …

Devamını oku

Bir Kokudur Bazen

Bir kokudur bazen geçer uzak ve yabancıBilinmez nerden gelip ulaştığı bize… Ve bulanık bir gün canlanır birdenbire Kim bilir kaç zaman önce yaşadığımız.Şimdi yıkık bir merdivenin basamaklarını Bir vakitler hüzünle tırmanır gibiyizdir.Ve paslı ekseni üzerinde yavaş yavaş dönerek Gıcırdaya gıcırdaya açılır eski kapı.Birbirinden karanlıktır önümüze serilen odalarVe taban korkuyla inler derinden derine,Çıtırdar duvarlarda çürüyen kaplamalar …

Devamını oku

bir buğdayın içini dökmesi

Yaşadığımız devirde, bir insanın dürüst ve ahlâklı kalarak mutlu olması neredeyse imkânsız. Sorumluluk sahibi bir insanın rahatsızlığı gibi bir şey bu… Zengin ile fakir arasındaki uçurum her geçen gün açılırken, ahlakî çürüme tehdit boyutlarını bile aşmışken, bölücü terör dolayısıyla güzel vatanımız tehlike altındayken, İslam dünyasında şunlar ve şunlar olurken; mutluluğu ancak “durgun su” olarak ifade …

Devamını oku

Mem û Zin

Zin muma sesleniyor: Bazen mumu ederdi kendine muhattap,“ey sır ve oturma arkadaşım,baş arkadaşımgerçi yanmak yönünden benim gibisin senfakat konuşma yönünden benim gibi değilsineğer sen de benim gibi söyleseydinbenim de gönlüm fazla yanmazdıbenimle senin derdin farklıdıro fark doğudan batıya kadardırdoğusun, ateşin görünüştedirbatı da benim, içim ateştirher zaman yanıyor canımızın damarısenin ise bazı vakitlerden başka yanmazbenim başımda …

Devamını oku

Barut Hakkı

Şaşkınlığımı gizleyecek bir yer bulamadım! şiirden başka…Rabbim ne der? Camiden eve dönerkenki ferahlık…Sadece müminlerin bildiği…Şiir böyle bir şey mi? Ne güzel dökmek şiirle içini?Aynaya bakarken okunacak o dua…Güzel yarattın beni ahlâkımı da…Güzel kıl namaz gibi… Canımı yakıyor dünyanın güzelliği…Yetmiyor ömür o büyük şiire…Rabbim ne olursun…Sözümü kesme!… İbrahim Tenekeci

Nilgün Marmara

Nilgün Marmara – “Hayatın Neresinden Dönülse Kârdır”Emine Gürbüz “Azımsanamayacak kadar ölmüşüm / Azımsanamayacak denli ölüyüm… Geliyorlar, bu evde doğan yeni bir ölümü görmeye; koşarak, düşe kalka yuvarlanarak, sürünerek… Nasıl olursa olsun; görmek için bu eski dostlarının yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kıvılcımlarını geliyorlar. Ölüm sessizliği, toz ve küf kokan evden ayrıldıktan sonra seviniyorlar …

Devamını oku

Ölürken

Ölmek, susuz tarlakuşları gibiılgımda Ya da konduğu ilk daldadenizler aşan bıldırcın gibiartık uçmayıözlemediğinden Ama yaşamamakkör bir ispinoz gibiacılar içinde Giuseppe Ungaretti

Unutun O Kadını

Hemen hemen gerçekAma tam da gerçek olmayan aşktaNe varsa kötüdür, günahkardırVe biraz sevenHer yürekHacizlidir şeytana Ben sevdimSevdiğimi sandım belki deTürlü türlüAşk mıydı, neydi bu?En iyisini alıkoymak, gerisini boşlamakVe buyur etmek şeytanı, öyle mi? Ah gerçek sevgililerVe “en iyileri” yalnızca daha iyi olanÖtekilerKulak verin öğüdümeKaçının uzlaşmaktanUnutun o erkeği, unutun o kadını. Stevie Smith