En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
“Ama onlar bir türlü anlamıyorlarHüznün de bir ölçü olduğunu”…“Kapısı çarpıp duran bağ evinde”“Benden toprağa gitmekte olanı görüyorum” …Kayanın sümbülünü leylağını, çılgın aylarınıMevsimlerin bırakıp gitti. Yeni oldu öleli.…Kimdi dünyayı güzelleştirmek isteyenDurdurup parmaklarından akan zamanıGeleceğe başlangıç çizgisi çeken?…Annelerinse kırgınlıklardan hüzne döndüğünüHüzün varsa yerleşen bir şey olduğunu…Bizi yılların acılarıyla bırakıp gittilerHer gölgeye her ağaca ateş ettiler…Anılar kalır daracık sokaklardaGirsen …
Şub 23
1./ yıldızlar kalabalık görünürdü evlerinden ay kocaman bir akşam sabahı beklemiştik damlarında öleceğini sanmıştım ağladığını hiç görmedim bir eylül dışında kumruları düşünürdü gözü daldıkça ve çok az şiir yazardı (bir keresinde bir şiirinde çiçek vurmuştu kumruların sırtına) baharda çiçek ekmezdi bahçelerine ama en iyi su kabağı bahçelerinde yetişirdi -cırcır böceğinin sesini hiç duymadım orada içlenirdi …
Şub 23
mutlu pencereleri erkenden kapatılır baharın kelebekleri sanki hiç geçmez o evden nisan yağmurları cinnete gerekçedir çiçekleri erken solar, erken susar çocukları akşamlar sönmelere ayarlı hep lambaları ve mutlak sakallı olur mutsuz evin erkekleri karabasanları ne çok, ne çoktur her gece gizli ölümleri viranelik prensleri; baykuşlar her söze konuktur ürperten hikâyeleri gizliden gizliye kan konuşulur, susulur …
Şub 23
gelip oturuyor düşlerime bir yazla turnalarbütün düşündüklerim geliyor aklımabu akşam hüznü zehirliyor artık benikar yağıyor, kocaman bir kan lekesi olarak seni sevdiğimden söz ediyorum herkesekırlangıçlar gidiyor bir ırmak devrilip gidiyoro çocuk yüzlerce fotoğraftan çıkıp gidiyorsessizce bakıyorum, orada bir begonya soluyor ve halkım diyorum, solgun geçmişim benim söylüyorum, iki cihanda mutsuzum, insanımtenhalaşıyorum bir yılan ıslığına dönüşüyor …
Şub 23
Gül eskir, doğu çıbanına dönüşür her şeyunutulur eski serüvenler, kurtlar kentleri basargözyaşı dağları basar ve öldürülür başkaldıranlarkaranfil düşer, bağlar solar, yüzülür Nesimi yenidenÇocukluğum unutulur panturanizmin kan akan bayrağında oysa gençliğim bir akçedir, yazılsın defterimesöylensin, gümüşümü kârla satmadımsürdürdüğüm efendilik yok, hep ferman taşıdımzifir karanlıkta yaşadım şahidimdir şahmaransöyledim, yüzülür derim, çatlar, boşalır bir gün damarlarım gül düşer, …
Şub 23
aşk örttükçe üstümüzüfail-i meçhuldür kanımızey şehrin tutulan ay’ıkaranlığınnasıl benziyor karanlığına dünyanın kör ve beyazşeytanın defterindeki lanetbulaşıyor şehrimizekimliksiz dolaşıyor cinnetona açılan pencereleri kapatınsürgüleyin kapılarıne kieflatun renkli kadınlarkaldırımdangeçiyorlar iştesimsiyah çarşafları bırak benisoluğumun rüzgardan atları koşuyortutayımyağmurda ıslanıp zatülcemp olayımbırak benişaşkın sevgililersaçak altlarında üşüyoryağmurun ihanetine bir anlam bulayımbırak benitemiz denizlere bulaşmış balıkçıteknesine tutunayım yoksa şehirlerim yanacakiçinde muş’un olduğutoprağın altındaki …
Şub 23
yürürdüm, sakin ve yaprak döken sokaktan içinde aşk olan şeyleri arıyordum içimde sevgili yanması yürürdüm, yanıbaşımda bir sakız sardunyası konuşurdum usul ve uzun günler boyunca bi bakardım yüreğimde uçuk kızarması -yüreğim niye bu kadar ağzım ki. susardım sonra susardım sonra susardım büyük ağaçların altında oturur susardık arkadaşlar sevgilim ve yeni bir nehir bir ses; acılarınıza …
Şub 23
-İpek’e- I Yola çıkıyorum Olağan ve sıradan bir şey sanki Bu kez de yola çıkmak. Kökler beslemez olur gövdeyi, gitmek gerekir. Yola çıkıyorum. Aşarak kendine kapanan labirentlerini kuşkunun, Varoluşun, yokoluşun korkusunu Bir ipek örtü gibi savurarak boşluğa Zamanın küllerine gömerek nasır bağlayan sevinçleri, Acıları… III Bir mavide yol alıyorum. Umut ya da umutsuzluğunuzu, düşlerinizi, karabasanlarınızı, …
Şub 23
güller vazgeçti, çocuklar büyüdü kuzeydeki vadiden geldi eylül belki birkaç sıcak gün daha sabahlarında üşüdüğüm epey uzağımda kaldı içimden geçen yol okunmuş bir kitaba kimseler dokunmuyor sığlaştı yüzümdeki gamze, kuytularım boşaldı toprak sert, yeni bir cümleye başlamak zor bacasındaki duman, duvarına yaslanmış ağaç bozmuyor kırdaki evin yalnızlığını akşam, ölü kuşlar gibi düşüyor bahçeme gece omzumda …
Şub 23
1 Yeni bir dize’yi pencereden uzatıp, güneşe doğru tuttunuz mu akşam üzeri, hava esintiliyse eğer, pır pır ettiğini görürsünüz ışıltılar saçarak yer yer. Kimi kez elinizden kaçtığı da olur; tepe, göl, koru,tarlalar, karşı dağlar derken bulutlara karışır gider.Boş kalır şiirdeki yeri. Artık dilinizde bir soru : Nerde benim düş kelebeğim, ışıktan kuşum? Neydi zoru? Yokluğunu …