Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Dağçiçeği Sağanağı

kızım benimen güzel şiirimkırık kapımdan içeridağçiçeği sağanağıhoş geldin kalbim artıkağzın kadar narinve ince dudaklarındanbabamı vuranı bile affettimnolur taşa değmesinayağı oğlaklarınmartılar ah martılarkırılmadan kanatlarıçıkabilse fırtınadan tarihten eski bir müjdedirbu caniçi felsefebu kısmet bu bereketbu şaşkın matematikneye dokunsam beş parmak yeşilbir artı bir üç ettik kızım benimen güzel şiirimkırık kapımdan içeridağçiçeği sağanağıhoş geldin Hamdi Özyurt

Değişen

sen bana daha az acırbeni daha çok severdin eskidenyıldız düşerdiöpüştüğümüz taraçayayavru ağzı bir sızıbırakırdı dişlerin adını bilmediğimbir çiçeğe benzerdinhani sularda açanuğruna ölünesiakşam akşam ay tozundabulanırdı ellerinçarpıntı kuşlarıydıgöğsünde biryerlerin bulutlar ertelese yağmurlarınısafi karanfil kokardı gecelerbir gözün sevinçten ağlardıbir gözün üzünçtenhüznünde kol kolamandolinli öğrenciler şimdi en sevdiğim tabloduvara dönükmeğer yanarken yürürmüş ormanmeğer unutkan bir kıvılcım kalırmıştalan hızıyla …

Devamını oku

Ruhi Bey Anlatıyor: Bir Düğün Günü Ve Sonrası

Kısacık bir gündü, bir iki dakikalık bir gündüÇocukların günü gibi bir gündüKahverengi fotoğrafları vardı, bulanıktıHiçbir şey açık seçik görünmüyorduKocaman bir bahçe olmalıydı, orda burdaTavuskuşları olmalıydı, herbiriÖyle bir başına hiç kımıldamadan duruyorduSaniyeler sümbüller gibiydiSaniyeler sümbüller gibiydi dokunsam iki parmağım arasında akıyorduKısacık bir gündü. Bir kişi bile yoktuHayrünnisa ile ben vardımSeylan taşları ile işlenmiş bir iğne vardıYansıyan …

Devamını oku

İstasyon

Yalnızım bir kompartımanda Bir hızar testerisinin yaz ışığı ufuk hattından Ağır ağır gözlerime geliyor köşede rüzgar Tozla yıkıyor söğüt dalını çocuk Onaltı bağımsız devlet büstünün Sarkan bıyıklarını düzeltiyor zaman Düşündükçe koyu bir renk alıyor Buraya uzun bir yol boyunca Kurulu bir kumpanya çadırlarından Tuğla harmanlarından geldim her ateşin Çemberinde yanarak ve darağacında Kurutarak dikişsiz gömleklerimi …

Devamını oku

Orman

Kendine esen rüzgarla derinleşen yüzü bir adamın durur ve ormana bakar, bu benim. Damarların ugultusunu duyar bir sarnıçtan gizli bir kente döşenmiş su yollarının Ağaçların sararmış yaprak uçları dalarken gökyüzünün karanlık denizine kökler büyülü bir ışıkla aydınlanır ve toprak yabancı bir mimariye açılır, bana ait olan. Yalnızlık, doğunun bildik çarşısı kendi alışverişiyle canlanır, yeni bir …

Devamını oku

İntiha

Sen de bilirsin hüznün incelmişliğini,Fırınında değil, mezecilerinde bulunur kalbimizin, Oysa keder, kara ekmek gibi zorunlu nerdeyse…Senin verdiğin hüzün kedere dönüşüyor gitgide.Sabah güneşi vuran doruklardan,Pembe rengi sildim şimdiki halde…Tipiyi çağırdım, göz gözü görmesin yine.Gözlerime ilgisizlik bulutları ardından,Kış güneşi gibi soluk, serin bak.Her zamanki bakışınla muhakkak,Özlem bulutu çözünür, taşkın olur.Sabah güneşi vuran doruklardan,Pembe rengi sildim bugünlerde;Dağdan kereste …

Devamını oku

Gönlü yanık kelebek, ateşten korkmaz

Güle sevdalanan, dikenin sataşmasından korkmaz,Sevgilinin yüzüne hayran kalan, başkalarından korkmaz.Kendi başından geçmiş, cesaretli delikanlı,Kan döken hançerden, darağacından korkmaz.Mansûr gibi “Ene’l-Hak” diye haykıran,Sırlardan habersizlerin kınamasından korkmaz.Ey hazine ve mücevher arayan, düşünme yılanı;Hazineyi ve cevheri götürecek olan yılandan korkmaz.Sevgilinin yüzünün ışığına aşığım, korkum yok ateşten,Gönlü yanık kelebek, ateşten korkmaz. İmâduddîn-i Nesîmî Çeviren; Nimet Yıldırım

Su, Rüzgâr ve Namus

Daha çocukluğumda,Dinlemiştim bu masalı:Su, rüzgâr ve namusBir gün saklambaç oynamışlar. Önce su saklanmış;Fakat çabuk bulunmuşDerin vadiler arasında… Sonra rüzgâr saklanmış,Onu da bulmak kolay olmuşYüksek dağların tepesinde… Sıra namusa gelmişO da şöyle söylemiş: Dinleyin bir kere,Ben kaybolursamBulunmam hiçbir yerde…İşte, o günden beri namus kaybolunca,Bulunmaz hiçbir yerde. Sándor Petofi

Çağımızın Şairlerine

Öyle kolay sanma sen bu işi, kardeşim,hemen kalkışma tellerden şarkılar döktürmeye!Sazı bir kere eline almaya göresin,bir görev yüklendin demektir, bilesin,çok ağır bir görev, ve belâlı.Geldinse anlatmaya yalnız kendi derdini, kardeşim,yalnız kendi zevkini anlatmaya geldinse,bırak elinden o kutsal sazı,sana burda hiç kimse kulak asmaz. Biz yaşamadayız bugün bir çölde, kardeşim,çok eskilerde bir Musa vardı hani,işte biz …

Devamını oku

Bir Düşünce Kurcalar Kafamı

Bir düşünce kurcalar kafamı:Yatakta, başım yumuşak yastıkta mı ölmeli?Yoksa bir karanfil gibi mi solmalı yavaşça,gizli bir kurdun içten içe kemirdiği?Sessiz sedasız eriyip gitmeli mi yoksaboş bir odaya bırakılmış mum gibi?İstemem, tanrım, böyle bir ölüm istemem!Ölmeyi dilerim ben, ölmeyi birdenbire:Ayakta, yıldırımla parçalanan bir ağaç gibi,kasırgayla devrilen bir ağaç gibi ölmeyi,uçuruma yuvarlanan bir kaya gibi,tepeden tırnağa titrete …

Devamını oku