En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün,katı bir saydamlık kalıbı. Hepsi görünüyor ve hiçbiri anlaşılamıyor, ufuk dokunulamayacak bir yakınlık. Masada kağıtlar, bir kitap, bir vazo:nesneler dinlenmekte adlarının gölgesinde. Damarlarımdaki kan giderek daha ağır yükseliyor ve yineliyor inatçı hecesini şakaklarımda. Işık kayıtsızca biçimini bozmakta donuk duvarın, tarihi olmayan bir zaman. Öğle sonrasının yayılışı; şimdiden bir körfez usul dalgalanışı …
Şub 23
Aaah! ne geniş vadiler!Aaah! ne yüce dağlar!Mis gibi ot kokardı Gülistane ne hoş!Ben bu vilayette, bir şeyin peşindeydim:Bir düşünIşığın belki, bir çakılın, kim bilir belki de bir gülüşün. Kavak dalları ardındaSili bir haylazlık vardı,Çağırırdı beni hep!Bir kamışlık kıyısında kaldım,Rüzgâr esiyordu, dinliyordum onu ben:Kimdir benimle konuşan?Süzüldü bir timsahKoyuldum yola ben.Yol üstünde bir yoncalıkSonra bir bostan, sonra …
Şub 23
İnsan babası ölünce büyüyor çünkü.Yalnız başına kalıyorsunuz o zaman artık.Çocukken her şeyi bilen, herkesten güçlü olan babamız biz büyüdükçe küçülüyor.Zamanını tamamlamış ve geçmişte kalmış bir yaşlı olarak kendi köşesinden bize bakıyor.Uzakta olsa da, bize dokunamasa da… Usandıracak kadar ayrıntılı sorularla hayatı öğrendiğimiz,Her şeyi bilen babamızın sorularıysa biz büyüdükçe artık bize sıkıcı gelmeye başlıyor.Müdahale etmese, soru …
Şub 23
Bunca zamandır nerede olduğumu soracak olursan“Oldu birşeyler” demeliyimoturmalıyım bir taşakararan dünyada,kendini yemiş bitirmiş bir nehirde.Korumasını bilmiyorum yitirdiklerini kuşlarınGeride bıraktığım deniziya da çığlığını kızkardeşimin.Nedir bu toprağın zenginliği?Gün neden günle kapanıyor?Neden karanlık gece çalkalanıyor ağzımda?Ve ölüm neden? Nereden geldiğimi sormayacak mısın?Anlatayım sana;Kırık şeyleriAcılı kaplarıSık sık tozlanan koca sığırlarıve tutulu kalbimi. Bunlar ne belleğimizde uyanan sarı güvercinler,ne de …
Şub 23
Bakışı, gözlemekten öylesine yorgun ki parmaklıkları, bir şey tutmaz olmuş artık. Binlerce parmaklık durur önünde sanki, dünya yok ötede, yalnız binlerce parmaklık. Yumuşak gidişi kaygan güçlü adımlarının en küçük değirmiler boyunca hep dönen, kudret oyunu sanki çevresinde bir ortanın ki yaman bir istem uyuşmuş orda hepten. Yalnız, aralanır gözperdesi zaman zaman sessizce -. Derken bir …
Şub 23
Seisi (1869–1937) -Dilenci kovar,ondan önce orayagelen kelebeği.* * *Kijo (1870–1938) -yalnız bir kadınduruyor pencerede;durmadan yağmur.* * *Suiha (1872–1946) -Menekşeler—Güneşin ışıklarıgeri alınmış.* * *Rogetsu (1873–1928) -Sertleşir güz yeli–Yerinden kımıldamazama bulutlar.* * * Kawahigashi Hekigotô (1873–1937) -Kırmızı kamelya,beyaz kamelya, düşerçiçekçikleri.* * *Takahama Kyoshi (1874–1959) -Yılan kaybolduama gözleri kaldıüstünde otun.* * *Otani Kubutsu (1875–1943) -Yaprak dökümü–Bir bebek çoğunluklabenzer …
Şub 23
sıçrıyorkör bir serçeçançiçeğinin üstüne GYODAI geri dönüyorum kırgın ve öfkelisöğüt bahçede bekliyor beni RYOTA şu kiraz çiçekleri bırakıp beni hayrangittiler bu dünyadan ISSA at dışkısında kırmızı erik çiçeklerinasılda ışımakta BUSON onu kıran insana sunuyor kokusunuçiçekli erik dalı CHIYO-NI ay batıya uzanırken doğuya kayıyorgölgesi çiçeklerin BUSON çiçeklenmiş erik bekliyor ev sahibinibahçede KİKAKU söğüt unutmuş köklerinitaze otlarda …
Şub 23
Sustu “Enâdır Layf” gazinosu,Sustu şarkılar.Paletimde renk sustu, fırçamda şekil……ve bu gece ilk defâ şimâl körfezinde,Sustu “Paramus”un mazgallarındanşehre panjur-panjur dökülen arya.Artık ne tayfalar mevcut, ne “Komandos Bar”, ne o kor tenli, kızıl saçlı kanarya! Bu medâr ikliminin tenhâ gecesinde,sardı bambu kamışlarını pişman bir sükût, sardı bir sızı.Hani birdenbire bâzen bütün etrâfımızı,sapsarı bir şüphe sarar ya?..İşte öylesine …
Şub 23
Ta buralara geldimÇekerek bu çizgileri,Öylesine;Yeşilli mavili bir cami,Altı yassılmış bir minare,İki ya da üç mezar,Ermiş bir şairin anıları,Timurla soyunun adları. Rast geldim yüzgünlerin rüzgarına.Kumla örttü geceleri,Kamçıladı kaşımı, kavurdu göz kapaklarımı.Şafak:Kuşların saçılmasıVe taşlar arasında köylülerin ayaksesleri olanSuyun söylentiler yayan sesi.(Ancak su da aldı tozdan nasibini.)Ovada homurtular,GörünüşlerYitişler,Kil sarısı kasırgalarDüşüncelerim gibi, dönüyorlarOtelin odasında, tepelerde:Bir develer mezarlığı bu diyarVe …
Şub 23
Hiçbir şey olmuyor iki kez ve olmayacak da. Bu nedenle işte deneyimsiz doğmuşuz ve rutinsiz öleceğiz. En aptal öğrencileri olsak da dünya okulunun yinelemeyeceğiz dönemi ne kışın, ne de yazın. Yinelenmeyecek tek bir gün bile, birbirine benzer iki gece yok. Ne aynı olan iki öpücük, ne de gözlere bakan aynı bakışlar. Dün, hani birisi adını …