En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Tufan anısı yatışır yatışmaz, Bir tavşan, evliya otları, kıpır kıpır çan çiçekleri içinde durdu, gökkuşağına yakardı örümceğin ağları arasından. O güzelim taşlar, saklanan – bakıp duran çiçekleri daha şimdiden. Pis ana sokakta kasap tezgâhları kuruldu; bakır oymaları gibi yukarıya kat kat yığılmış denize çektiler kayıkları. Kan aktı. Mavi Sakal’ın orda, – Tanrının mührüyle camları sararttığı …
Şub 23
Garip bir gezegen, garip insanlarıyla.Zaman teslim olur, ama tanımazlar.Protestolarını ifade etmenin yolunu bulur,Resimler yaparlar, bunun gibi mesela: İlk bakışta özel bir şey yok.Su görürsünBir sahil görürsün.Akıntıya karşı zorlukla giden bir tekne görürsün.Suyun üstünde bir köprü ve üstünde insanlar görürsün.İnsanlar görünür şekilde adımlarını sıklaştırır,çünkü demin başlamıştır bir yağmurkara bir buluttan aşağıya kamçılarcasına. Mesele şu ki arkasından …
Şub 23
Fırtınalı bir günün sonundabir dal istedi kadın, tutunmak için dostane Bir mum yaktı adamın biri, elini uzattı beyaz bir gül geldi karşılığında Böylece bir muhabbet başladı gözlerde aylarca devam etti bu dostluk sessizce Bir mum daha yaktı adam yüreğini açacaktı kadına ellerini avuçlarına alıp korkusuzca bakacaktı kadının gözlerine ve birlikte yaslanacaklardı geceye Gözlerinde aşk koynunda …
Şub 23
Bırak da uzun uzun uzun zaman içime çekeyim saçlarının kokusunubir kaynağın sularına yüzünü daldıran bir susuz adam gibi yüzümü daldırayım içlerine kokulu bir mendil gibi elimle sallayayım onlarısallayayım da anılar silkelensin havada Saçlarında bütün gördüklerimi bütün duyduklarımı bütün işittiklerimi bir bilseydinBaşka insanların ruhu ezgiler üzerinde nasıl dolaşırsabenim ruhum da koku üzerinde öyle dolaşır Yelkenlerle serenlerle …
Şub 23
Benim küçük kızımbiraz ot,biraz beyaz kiraz yaprağı ve iki üç karahindibadan oluşanminicik bir bahar toprağı parçasının üzerindedans etmektedir.Ama kızım da o denli minik kiYeşil yeşil çayırların,beyaz erik yaprağı bulutlarınınve çiçek açmış ağaçların horonu ortasındadans ettiğini sanıyor belki…Benim küçük kızım dans ediyor işte.Ben bilmiyorum bu dansın ne olduğunu:Çünkü ne bir vals,ne bir çaçaca bu,ne de başka …
Şub 23
Akar orada okul uzun korku ve zaman Gürültülü boğuk duruşlu nesnelerle iç içe kayan Ey zaman ey yalnızlık ey günün zorlu geçidi dışarıdayız şimdi: Kıvılcımlanır ve çınlar yollar Meydanlarda sıçrayan fıskıyeli havuzlar Ye bahçelerde öyle genişler ki dünya Giysiler içinde geçer devran ve bütün bunlarla Bir başkasından tam başka gidilirdj ve gidiliyor Ey muhteşem zaman …
Şub 23
Hayat bu…Bazen merdivenlerden inersin,Bazen de çıkarsın.Gülenler olur, dalga geçenler olur,Ağlarsın sessiz sedasız,Dünyanın en büyük suçunu işlemişçesine,Saklanırsın bir köşede.Kapanır kapılar yüzüne,Kime el açsan boşa çıkar,Kimden merhamet dilensen ağlatırlar,Sevgi dersen onu hiç sorma,Yalandan “seversin” derler,Ama kalpleri başka söyler.Bilmezler ki seni, sendeki yüreği,Aşkın sende bıraktığı izleri… Hayat bu…Bazen vurur, bazen de değmeden geçer.İnleyen her nağmede yüreğin cız eder.Bir …
Şub 23
Eldeki bir kibrit nasıl, ah, alev almadan, her yana salarsa titreyen dillerini -: tıpkı öyle, halkası içinde yakın seyircilerin, ateşli ve parlak başlar onun titreyen dansı. Ve alev kesilir ansızın. Bakışıyla tutuşturur saçlarını kadın ve korku bilmez bir sanatla birden döndürür eteklerini ateş kasırgasına; çıplak kolları bu yangından dışarı uğrar ürküp uyanan yılanları andırırcasına. Ve …
Şub 23
Gecenin soğuk dudaklarıBir laf ederLaf sanma taştırTaş sanma gölgedirAcının sütunuOlgunlaşmamış düşünceHayali dudaklarıma doğru gerçek suGerçeği taşıyan sözcükHatalarımın nedeni Eğer o ölümse yaşarım yalnız onun içinDalarım anılara ama bir şey anımsayacağımdan değilArtık bilemem ne söyler de güvendiririm kendimeNasıl anlaşılır birinin hayat taşıdığıNasıl unutulur bildiklerimizZaman aralar da gözkapaklarınıBakar bize ve kendisi de kaçırmaz görüntüsünü. Octavio Paz
Şub 23
‘beni sevmene asla izin vermeyeceğim’diye yazmıştın kapımdaki not defterimekendi kapımı çalmak zorunda kalmıştımiçerde olmadığımı bile bile gövdeni hatırlıyorum ansızın bu kış ormanında işteuzun, büyük, parlaksiyah ve vahşi!parçalayacak kadar siyahve onarabilecek kadar vahşi!sankiaşka hayattan daha fazla özen gösteren, çocuksuama hep parçalanmış, hırpalandıkça palazlanmış bir ziyaretçi! gövde’nin tarihi’nde yan yana dururdu yalnızlıklarımızplastik ve acımasız, zehirli ve karmaşıkkısaca, …