En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Yıllarca önce araba kullanmasını öğrenirken ustam sigara içirtirdi bana. Ve yoğun trafiğe çıktığımda ya da keskin dönemeçlere geldiğimde sönerse cıgaram, direksiyonu alırdı elimden. Ben araba kullanırken fıkralar da anlatırdı ve eğer ben arabayı sürerken kendimi işime kaptırıp da fıkralarına gülmediysem direksiyonu alırdı elimden. Güvensiz hissederim kendimi, derdi. Korkutur beni, şoförün kendini işine gereğinden fazla kaptırdığını …
Şub 23
Gün gelir de terkeylersem eğer bu teniYanında değilsem eğer, sen yaşat beniUzandığında elime, yoksa yerinde artıkSeni istese de gönül, biçareyse artıkGün be gün duyamasam da o tatlı sözleriKurduğun hayalimizle sen yaşat beniBırak bu yakarışları, bu dostane halleriAnla! Vakit geç. Tek arzum sen yaşat beniBir an çıkarsam aklından, üzme kendiniYeter ki sonradan da olsa sen yaşat …
Şub 23
senin kalbini taşırım yanımda (taşırım onukalbimde) onsuz olamam asla (her nereyegitsem sen de gidersin, sevgilim, ve benimyaptığım her neyse senin eserindir, güzelim)korkmam hiçbir yazgıdan (çünkü benim yazgım sensin, tatlım) istememhiçbir dünyayı (çünkü senin güzelliğindir benim dünyam, gerçeğim)ve bir ay daima ne anlama geliyorsa o sensinve sen bir güneşin daima şakıdığı şarkısınişte kimsenin bilmediği en derin …
Şub 23
Aşktı bir hüküm süren o eski zamanlardaHer şey nasıl da yapmacıksız oluverirdi;Şöyle içten bir demet çiçek verildi miydiDünyayı bağışlamak demekti bu sırasında,Çünkü öylesine yürekten kopup gelirdi. Sonra hani bir kere de seviştiler miydi,Ah bilir misiniz bağlanırlardı nasıl da?Öyle bir yirmi yıl, otuz yıl: durdukça dünyaO eski zamanlarda. Artık aşkın o hükmü hiç mi yok şimdi;Yapmacık …
Şub 23
“C” için 1önce en yakınların delikler açtı gövdendesonra o her odanın her köşesinde bekleyengecenin hinoğluhin örümceğiyumuldu doğan, günün bu kızıl kapılarınave o parlak ipliğin bıraktığı iz tıkadı damarlarınıkan her zaman yerde birikir ve yerdeserili yatar kırık gövde, rezil,ırzına geçilmiş, bir ahırın yemliğinde,dudaklar sırıtır -son kez “elveda” demek istemişler midir?parçalanmış bir kapıdır dişler,yıkık bir duvar,gözler açıktır …
Şub 23
Kırlardayım, yalnız ve düşünceliYürüyorum, yavaş, ölçülü, ağırKumlarda belki insan izi vardır,Üstlerine basmadan yürümeli. Kimseler bilmesin diye halimiKendim kendisini böyle savunur;Dışımdan içimin hali okunurİçim alev alev, içim besbelli. İnsanlara karşı kapanıyorum;Kıyılara, ormanlara, dağlaraHayatımı gizli tutamıyorum. Amor’un benimle, benim onunlaDöğüşmeden, çekişmeden sonundaGideceğim bir yol bulamıyorum. Francesco Petrarca
Şub 23
Gecenin vitrinine konulmuşBüyük bir yakut parçasıydı sabahMahalle kahvelerindeSıcak çaydan adamlarınYüzleri ağarırdı ilk ışıklarlaGençlerin güzellerinin makbul olduğuTek ülkeydi ülkemBenimse yüreğimKoltuk altına sıkıştırılmış,Yenik bir tavla maçı ertesiydi. Kumların görmeyeceği yerlerime dokunurdu sabahAkşamdan kalma titrek elleriniSevecenlikle dolaştırırdı kirlenmiş atmosferimdeDişler arasında çıtırdayan bir çekirdek gibiAçardım gözlerimi birdenKırık tahta masalara öykünür, bir sigara yakardımDudaklarıma yapışır, yakardı dudaklarımıGu-guk-guk! gu guk-guk! taneleriSarhoşluğuyla …
Şub 23
Buz üstüne yazmak isterdim Bütün bu şiirleri Üç beş gün öyle kalır Sonra eriyip giderdi Kaybolursa da ne çıkar Yazılmış o kadar şiir ? Onca acı, tedirginlik Bir avuç su oluverir Buz üstüne yazmak isterdim Bütün bu şiirleri Ya da denizin yaladığı Bir kıyıya bırakmak… Boğulup gitsin sesim Uçsuz bucaksız bir koroda Duyulmayacaksa silah sesleri …
Şub 23
Yüreğimi bir kalkan bilip sokaklara çıktımKahvelerde oturdum çocuklarla konuştum Sıkıldım, dertlendim ,sevgilimle buluştum Bu gün de ölmedim anne. Kapalıydı kapılar,perdeler örtük Silah sesleri uzakta boğuk boğuk Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük Bu gün de ölmedim anne. Üstüme bir silah doğruldu sandım Rüzgar, beline dolandığında bir dalın Korktum, güldüm, kendime kızdım Bu gün de …
Şub 23
Yağmurdan kaçarken taşa tutuldumDönüp bakamadım bile Şimdi kendi içine yağan bir bulutum Kağıtlar yeşeriyor toprak yerine Saçlarımı uzattım, aynayı kırdım Deri ceketimi çıkardım sandıktan Cebimde 20 yıl önceki sevgilimin resmi O mu büyüdü, ben mi yaşlandım? Gümüş tabakamı, köstekli saatimi Bir blues ritmiyle kullanıyorum Her sabah yeniden uyansam da Naftalinli bir gençlik bu yaşadığım İpsiz …