En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Ah! Yarenler! Ilk sevgililer! Ve çiçek tenlerSaçların altın rengi, gök rengi bakışların,Kendiliğinden dogan ürkek okşayışlarınKorkuyla dokunduğu sevgili toy bedenler! Yazık! Uzaklarda mı o kıvançlı, saf günler?Hersey ilkbaharına doğru çılgınlıklarınKanatlanıp uçtu mu? Sonsuz acılarımınHüznümün, kıvancımın kışları birer birer! İşte yapayalnızım ürkek ve yapayalnız,Umutsuz, garip bir öksüz misali ablasız,Daha çok üşüyorum ak saçlı bir adamdan. Sen ey …
Şub 23
Ayrıldık, bin kupa şarap bile yok edemez kederiAyrılık yüz düğüm olmuş, ben çözemem ki. Buzların çözülme vakti, orkideler açıyor, dönüyor baharSalkım söğütler keyifli yine memnun kayıklar Kavuştuk ve ayrıldık, birlikte duramayan bulutlar gibi,Öğrendim şimdi aşkın nehre benzediğini Bu bahar buluşmamız mümkün değil yenidenAma çıkmayacağım Yeşim Kulesindeki şaraphaneden. Yu Hsuan Chi
Şub 23
Hüzünlü bir melodi, zincifre ipliklerleNasıl tutabilirim o müziği içimde? Çok küçükken öğrendim, sevgilinin dokunuşunuKibarlaşmadan önce, seçkinleşmeden önce. Parıldayın, parıldayın şeftaliler, eriklerNe beis var, efendiler sizi öyle isterse? Yeşerin, yeşerin çamlar ve tarçınlarDünya ancak o zaman hayran olur sizlere. Berrak ay, yosun tutmuş basamaklar üstündeBir şarkı, bambu kamışlarının derinlerinde. Kapının dışında, kırmızı yapraklar düşmüş yerlereBeklediler gelişini. …
Şub 23
Gevşe, yapılacak bir şey yok,Tek başıma geziyorum dans eden ışıkta Bulutlar dağılıyor, mehtap sudaBaşıboş, serseri bir kayıkta Hsiao Liang tapınağındaki lavtayı dinliyorumYü Liang’ın kulesindeki şarkıyı Bambu kamışları dostumTaşlar yoldaşım Kırlangıçlar, serçeler takip ediyor beniNe gümüş gerek bana ne altın Köpüklü yeşil şarapla dolduruyorum kadehimi;Ay altında, ince ezgi Parlayan dolunayın etrafında adımlarımÇıkarıyorum saç tokamı ve bırakıyorum …
Şub 23
Kara kara düşünerek, kafiye avlayarak, lambamın vızıltısıylaUyanığım bütün gece, ürküyorum buz gibi yorganımdan. Yaprak dolu bir avluda, hızlanıyor mutsuz rüzgârGeçerek perdemin üzerinden, batıyor biçare ay Ummuştum ki birlikte olacaktık. Tam tersine: ayrıldık.Fakat, hiçbir şeydir hayatın değişkenliği, bir bilge kalbi için Karanlık koruluğun kuytularında, bir tünekçik ararlarDöne döne, akşamları serçeler figan edip ağlarlar. Yu Hsuan Chi
Şub 23
IDüşen yaprakları dağıttı akşam yağmuru.Şarkı söyleyerek kırmızı iplikleri ayırıyorum. Acımasızca, kalpsiz dostlarım tarafındanİçeriye atıldım, acı denizin ardına. Kapımın dışında hissiz zengin adamların arabalarıTaocu kitaplar yastığımın kılıfına tıkıldı Şimdi sade pamuklar içinde, bir daha ne bulutlardan birmisafir, ne yeşil sulardan, ne mavi tepelerden. IIÇok fazla acı veriyor, nefes almak tek başıma:Nasıl dönebilirim sonbahar ayıyla dolu esintili …
Şub 23
Hareket etmedeyim ölümsüzlük mekanınaHer yerde çiçekler, ekmemiştik daha önce Avludaki ağaçlar eğilmişler tören atları gibiŞölende, şarap kupaları yüzüyor taze köpükler içinde. Karanlık balkon, patika dosdoğru bambuların dibineUzun yaz elbisesi, kitapların şaşkınlığı. Ay ışığında şarkı söylüyorum, ve sürüyorum resimli bir kayığıİnanarak esen rüzgârın beni tekrar evime uçuracağına. Yu Hsuan Chi(Şairin idam edilmeden önce yazdığı son şiir) …
Şub 23
Sen aşkta büyüksünVe cesur.Her adımım ürkek benim.Zararım dokunmaz sanaiyilikler verebilirim tek, güç de olsaBir ormanın içindeki kayıp birpatikadan geçiriyorsun beni.Yabanıl çiçeklerle gömülüyoruz belimize kadar.Bilmiyorum bile onlarınne olduklarını-o çiçeklerin.Hiçbir ise yaramıyor burda iyi egitim.Kararsızımneyi nasıl yapmalı?Yoruldun senKollarımı istiyorsun, taşınmayı.Zaten kollarımdasınuzanıyor ötemizde her şey saf,ilk,genç,ve ne varsa yolumuzda önümüze çıkan.Sen ne kadar suskunsun!Göğsündekımıldıyor giyisin alıp verdiğin solukla“Görüyor …
Şub 23
Küllendi sana olan aşkım – bayatladı yaşam benzeriÇözüldü ölüm gibi, içler acısı bir öyküydüKoparıp atsam bu acımasız aşk şarkısının teliniİkiye parçalasam gitarı – sürdürmek niye bu güldürüyü! Ne var ki o küçük o tüylü canavar anlamıyorNeden daha karmaşık yaptığımızı yalın olan her şeyiBen alınca içeri koşup senin kapını tırmalıyorAma benim kapımı tırmalıyor sen alınca içeri. …
Şub 23
El üstünde tutmak gerekir aşkıÜstüne titremek hele yıllar geçtikçe. Sadece iç çekerek bakışmak Ayışığında dolaşmak değildir aşk. Yağmuru da var bunun karı da var,Birlikte yaşanacak koca bir hayat. Unutulmayan bir şarkıya benzer aşk Ve böyle bir şarkıyı acısını çeken yazar. 1939 Stepan ÇipaçovÇeviren: Attila Tokatlı