Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

İçli Görüşme

ıssız ve buz tutmuş eski alanda iki gölge geçiverdi bir anda. dudakları sarkık, ölgün gözleri ve güçlükle duyuluyor sözleri. ıssız alanda düşsel iki kişi iki gölge anımsadı geçmişi. hatırında mı o büyülü anlar?  artık hatırlasam da neye yarar? ah! o mutlu, o güzel günler gelir gözlerimin önüne! – olabilir. umut büyük ve maviydi gökyüzü!  umutlar …

Devamını oku

Bir Çocuğun Ölümü Üzerine

Masum kurban, yeryüzü yolculuğundaHiçbir şey görmedi ilkbahardan başkaGeriye boş bir bulut kaldı ve adı,Görünmez bir resim, bir hayal, bir anı,Hoşçakal çocuk, ellerimizden kaydın,Şimdi dönüşü olmayan bir yoldasın.Göremeyeceğiz seni yazın artık,Bayrama döndüğünde hasatta ortalık.Göremeyeceğiz seni çit önünde,Çıplak ayaklarınla, çıplak gövdenle.Seine perileri her yıl taçlandırırken,Yeşil Lucienne kırlarında gezerken.Sadık ellerle gözlerinde yol alanBu araba, seninle artık kırlardanKumsallardan geçemeyecek …

Devamını oku

Deniz Feneri

deniz feneri olsaydımgecede, fırtınadaışıktım balıklara,vapurlara, kayıklara..ne yazık ki ben kendimbatmak üzere olan bir gemiyim!.. Wolfgang Borchert Çeviri: B. Necatigil

Teldeki Kuş

Teldeki bir kuş gibieski bir gece yarısı korosundaki sarhoş gibi kendimce denedim özgür olmayı kancadaki bir kurt gibi eski moda bir kitaba eğilmiş bir şövalye gibi beni iki büklüm eden aşkımızın aldığı biçimdi. sana karşı nazik olmadıysam umarım bir yolunu bulursun tüm bunları geçiştirmenin sana karşı sadık olmadıysam bunun nedeni bir aşığın bir çeşit yalancı …

Devamını oku

Düşünce

Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı,Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok,Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok En tatlı bir hayâl için atmazdım ufkuma.Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma! “Yalnız duyan yaşar” sözü, derler ki, doğrudur“Yalnız duyan çeker” derim, en doğru söz budur. Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını,Bâkiyse …

Devamını oku

Ölülerin Güneşiyim

İki dünyanın, iki dünyanın sınırıyım ben,Yüreğim, niçin hüzünleniyorsun?Işığı solmuş, ışığı ölmüş ölülerin güneşiyim.Benim ışıklarımda oynaşıyor serçeler…Siklamenlerin, siklamenlerin tohumları çatladı,Buhar olup uçuyor toprağın ıslak nefesi;Derenin şarkılarında uyuyor bıldırcınkılavuzu…Coşkuyla dinliyorum serçelerin cikciklerini…Yeşeriyor, duyuyorum otların nefesini,Ama… Yüreğim niçin hüzünleniyorsun hâlâ?Gül dalındaki kuru tohumlarıGagalayıp götürdüler serçeler…İki dünyanın, iki dünyanın sınırıyım ben, Yüreğim, niçin hüzünleniyorsun?Işığı solmuş, ışığı ölmüş ölülerin güneşiyim.Benim …

Devamını oku

Bembeyaz Düş

Pencereme çarpar durur kar,Çınlar, şıngırdar sessiz gümüş.Pencereme çarpar durur kar,Kar gibi bembeyaz oluverdi düş. Harika bir kar yağar bu gece,Uçarak düşer benim yanıma…Ben aslında seni düşünmem de hiç,Fakat sen gelir düşersin aklıma… Rauf Parfi  (Çev. Ahmet Yalçınkaya)

Manevi Mücadelemizden

Ey su! Kumlarda haykıran,Tüm gece boyu acı bir çığlıkla feryat eden yüreğimin sesiBen uzanmış dinlerkenAnlayamıyorumDuyduğumBendeki yüreğimin sesi mi yoksa dalgaların sesi miEy haykıran deniz sükûn içinBen miyim o, O, ben miyim?Bütün gece dalgalar ağlıyor benim için Yorgun deniz!Sana asla huzur yok.Son mehtap üzerine düşene kadarVe kayboluncaya kadarSon med cezirVe batıda yanmaya başlayınca kaderin ateşiVe yürek …

Devamını oku

Şehirlerdir Acıtan Kalbimi

Şehrini arayan bir nehirdim Arar gibi eski bir sevgiliyiHer yanım toprak, tuz ve kumKöpüğü dağılmış bozkırdaÇoktan unutmuş çıktığı vadiyiKadınlar da görmüş yalnızlıktaGözleri kırık bir söğüt dalıKan mıydı sızan gözyaşı mıUzak bir yıldız gibi kaymışElinden, nehrimin sularıNasıl akar giderdim oradanSürüklenen bir nehirsem deSavrulan birkaç su damlasıKalsın isterdim kirpiklerindeİşte öyle bir sevgi anısıSuya değen ince otlaraUzanırdım, ah …

Devamını oku

Yanık İzi

Uyumuyorduk artık, çünkü hüznün saatiydi yatağımızve birer değnek gibi büküyorduk akreple yelkovanı,ve onlar hızla yaylanıp kırbaçlıyorlardı zamanıkan gelene kadar,ve sen, gittikçe bastıran günbatımıyla konuşuyordun,ve ben, on iki kez sen diye seslendim sözcüklerinleördüğün geceye,ve gece açılıp, öylece kaldı,ve ben, bir gözü onun kucağına bırakırken, ötekinisenin saçlarına taktım,ve ikisinin arasından açık damarı uzattım fitil yerine-ve genç bir …

Devamını oku