En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Öyle tesadüfler vardır ya: Bir otobüs durağında poşetlerle beklerken, rastlaşırsınız aniden… “Bu o…” diye içiniz titrer. Bir zamanlar yüreğinizi yakan aşık, sarkmış göbeği, ağarmış saçlarıyla karşınızdadır… İki elinde iki çocuk… – Nasılsın? – İyiyim… Ya sen?… – Kızın amma da büyümüş… Benim de var 10 yaşında… – Annen, baban?.. – Babamı kaybettik. Annem hasta… – …
Şub 23
Hüzün; gam, keder, gussa ma’nalarına gelen Arapçadaki “hazen”den alınmıştır. Sûfiye bu kelimeyi; sevinç, neş’e ve sürurun karşılığı olarak kullanmıştır ki, buna vazife şuuru, da’va düşüncesi ve mefkûre buudlu tasa da diyebiliriz Evet, derecesine göre her kâmil mü’min, dört bir yanda ruh u revan-ı Muhammedi şehbal açacağı, yeryüzünde ehl-i İslam’ın ah u efganı dineceği, Kur’an’ın hayata …
Şub 23
Gün benim neyimdi, bilemeden geçti yıllar.Nice bulutlar süzülüp geçti yanağımdan,köklerimi yanıltmadı toprak;ah olmasaydı kabuğumdaki bu tanıklıklar. Gün benim neyimdi, şimdi dallarımda kar;içimde sakin bir hasret var. Yolda olduğumu bilirdim, yol benim ikizimdi;tohum ışırdı yapraklarımın arasından, yol bunu bilirdi.Kar gizlerimizi vururdu yüzümüze:aşk aydınlığındaydık o zamanlar. Dağa boy verdim, açtım kendimi;yan yana oluşumuza sevindim.Dilini anladım, dilimle çözüldüm;mevsimlerin …
Şub 23
Yaprak gizini fısıldadı binbir gece.Nasıl bir bilmeceydi uykusuzluğum?Kulaklarım uğultusuna eğilmişti sadece,-kıpırtısız- Hiçbir şeyin adı kalmamıştı:uçuyordu boşluğumuzda ne varsa.Yaprak beni yargıladı binbir gece.Suyun kıyısına geldim duymamaya.Adımın bir öyküye yetmediğini gördüm.Badem ağacına giysisini asıp giderkengördüm onu son kez, gizlice. Şerif Erginbay
Şub 23
I Güz suları bizim şehrin önünden akar Kış savunması Bizim şehir üs öbür şehirlere Dakka şimdi bir doğu kamerası Ölümü çeken Geleceği parmakların bir bir gösterdi Yeşil bir harmani dizlerinde Çek denizi aradan And anıtları koy Eski çağ taşlarının üstüne Yeni çağ silahları üstüne Eylem öğlesi Gül kurularını birbirine bağladık Ekmeğimize bulaşan çağın hakkını Kitabı …
Şub 23
II aradan koskaca bir yıl geçti Uludere’de, şivanın koptuğu o yerde ve vicdanla uyumlu çarpan her yürekte, “Uludere, Uludere, Uludere!” deyince, melekler kanatlarını yırtarcasına dehşet içinde, göklere, düşlere, kutsal kitaplara, oralardaki mağaralara kaçışıyorlarsa hâlâ; “Uludere, Uludere, Uludere!” deyince, Uludere’de ve uzak yakın her Kürt evinde analar, içlerinde, tanımlanmaz bir yerden hayatın kendisi gibi tanımlanmaz bir …
Şub 23
“Unutursun! ” deyişine unutmak, yıldızların ciğerine saplanan bir lâle yaprağına gömmektir sevgiliyi unutmak, bir kaktüsün küllerinde ansızın alevli bir tapınak eylemektir sevgiyi unutmak, semendere zehir sunmaktır, gülüm taş dolu yüreklerin lügatinde bulursun unutmak, sessizliğe yine kanmaktır, gülüm unutulursa şair, sen de unutulursun bir dağın bir kuyuya tıhum ektiği yerde balığın yüzgecinden irin döktüğü yerde kralın, …
Şub 23
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,Canı çok yanıyordu günlerden beri. Ne alnında dolaşan bir dost eli Ne yardım isteyecek kimsesi vardı, Ne Tanrısı, ne de peygamberi. Günlerdir karanlık deliklerde Yanıp sönüyordu gözleri. Sevinç değil ki paylaşılsın Kendi kendinindi kaderi. Sürüne sürüne dışarı çıktı. Kıvrıldı ateşte pençeleri. Kurtuldu rahat etti farecik, Rahat etti dişleri. Kibardı, incecikti kuyruğu, Vücudu, …
Şub 23
I Bilinmez hangi şehirde Yaşarsın aşktan habersiz, Küçük çakıl taşım, nasıl bulayım! Kaybolmuşsun bir kocaman nehirde. Bu kimin çocuğu, der, seni görenler. Benim çocuğum, diye, sesim gelir uzaktan. Bunca kötülüğü bağışlatır bakışın Yanakların kızarır ağlamaktan. Bir gün sokakta rastlasam, ellerini Alsam avuçlarıma okşasam. Sıcaklığını tanır da mısralarımdan Kız kardeşimsin sanırlar belki. Sen orada, ben burada …