En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Bunlar en mutlu günleri ayrılığımızın Yanaşmadan özleminin limanlarına Bir uzun hava içinde kendimiz kendimizin Uzasın dönmenin saçları, çağırma uzasın Gülten Akın
Şub 23
Onlar için pazarlar, erkeklersevda ile sıkıntı arasındabir gider bir gelirler gencömrü aşmak, bir dağı aşmaksırtta çocuklarsonra da genç sanmaları kendileriniol sebeptendir. saati sormadan korkuları vardıryitirmek tek yılgısevdikleri sevmedikleri de olmuşsa zamanlaşakırlar sevdiklerini deötekini nevroza dönüştürüp saklarlar. Gülten Akın
Şub 23
Ölümün ve göçün dokunmadığı tek nesnevar mıdır ölüm yok eder göç değiştirir kendisi kalamaz kimse sarp ve suskun ninelerden başka onlar kimi zaman sırtlarında kimi zaman sımsıkı kucak hala evin bebelerini avutmada kimse kendi gibi kamamıştır o seven sevilen amca döner birgün apansız, bırakılan kente herkesin doğduğu evi haraç mezat açmıştır izinsiz eski sandığı artık …
Şub 23
Sihriydi tutkuların şiir bitti!Solunarak süzülen tılsımı kalmadı gönlün… Şiir bitti! Kurudu esin çağlayanı umudun Dindi suların tendeki çılgın uğultusu Öpüşlerin düşlerin filizleri yolundu Kimse ağlamıyor özlerken… Şiir bitti! Uçukladı dudakları sevginin Bakışlar yapayalnız, yalnızlık çırılçıplak gülüşler kıvılcımsız Can bitkin, dil tutsak… Şiir bitti!Bulandı yüreğin özgür sesi Çığlığı duyulmuyor sevincin… Şiir bitti! Bozuldu ışıktan büyüsü duyguların …
Şub 23
Tadını, yağmura duygulanmanınPaylaşır kuşlarla biri gizliceGülmesini tutamamış bir sincapSallanır utanç bahçelerinde Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerindenBir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen Uzun sokakların ucunda evleriİlk denemelerden geri dönülmüştürİtildikçe içe, durduğu bilinenBazı dostları yitirmeye gidilir Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerindenBir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen Bir kayığa biner geceleriSığlıkta o …
Şub 23
hani bir çocuğun sımsıkı sarılıpbir bebeği öpüp koklaması var yao’sun işte senben seni nasıl sevmem kimileri gövde sanıp karanlığıdarmadağın sığınırken içinesen aralayıp gözyaşlarınıgülüşünü serpiyorsun üstlerine vakitsiz birer ölüm sanki gecelerbir bakımlık ay düşüyor herkesin payınave hiç dönüp de soran olmuyoreklenen hangi düşler bir sonraki sabaha bildik bir nehrin sularına kendini bırakıp da gidilecek başka denizler …
Şub 23
Ablan çiçekli şapkalar yapıyor mu geneÜstüne buğulu yaz tülleri serpiştiriyor muKadife sesleri, ibrişim kokulanDolduruyor mu dört bir yanıKüçük küçük güneşler halindeMakaslarda geziniyor mu parmak izlerinOnca uzaklığındaki benGeçiyor muyum belli belirsizGözlerinin içdenizlerindenNasıl mı ,Nasıl yaratılmışsa boşlukKendine bakan irice bir vişneden.HaniElini alnına koyup daDaldığın olurdu ya bazenDalgınlığının ipekli giysinle birlikteHiç değinmeyen bir hışırtısı olurdu yaKime duyuruyorsun o …
Şub 23
Yeniden yaşamaya başlamadan önceYapılacak işlerim varGörülecek hesaplarımKötü kişi oldum kendimleKendimden özür dilemeliyimSırf aynı şehirde yaşıyoruz diyeYakışır mı onca sokağın ırzına geçmekHem ne akla uydum da yazdım o mektubuHadi yazdım neyse, ne bok yemeye yolladım! Yeniden yaşamaya başlamadan önceİyice bir yıkanmalıyımBir çivit mavisinde çitilemeli günlerimi gecelerimiTırnaklarımı kesmeliyimSokağa çıkınca ilk iş bir maden suyu içeceğimİstanbul’da olsam İstanbul’da …
Şub 23
Şiir yazılıp bittikten sonra sürekli biçimde devinir, değişir. Bazı şeylerini yitirir, kendine birtakım eklentiler alır. Bu zaman içinde en azından böyledir. Bununla da kalmaz, şiir giderek aynı şairin yazdığı öteki şiirlerle de bir savaşıma girer. Bu arada kimi şiirler tümüyle yenilgiye uğrar, kimileri ayakta kalır, kimileri de öne çıkar. Edip Cansever Her şiir, mutlak bir …
Şub 23
Küçük heyecanlara paydosÇünkü rüzgarla aynı yaşdayımÇünkü güneş kardeşimBir ırmakla şevişmekteyim Bana artık dingin olmakBana yalınlık yaraşırİçimde şiirin güzelliğiYaşamak sevinciyle yarışır Güzeller güzeli ömrümSana gitgide sevdalanıştayımNice emeklerle dokunmuşBir ince, bir nazlı nakıştayım Küçük tasalara, tutkulara paydosÇünkü evrenle aynı yaştayımBaşsız sonsuz doyumsuzBir başdöndürücü akıştayım. Ataol Behramoğlu