En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Ölü sularından iniyordum nehirlerinBaktım yedekçilerim iplerimi bırakmış, Cırlak kızıl derililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi Pamuklar, buğdaylar, Felemenk ve İngiltere; Bordamda gürültüler, patırdılar kesildi; Sular aldı gitti beni can attığım yere. Med zamanları, çılgın çalkantılar üstünde, Koştum, bir çocuk beyni gibi sağır, geçen kış Adaların karalardan çözüldüğü …
Şub 23
Bu bir kılıç balığının öyküsüYazılmasa da olurdu Ama bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu Uskumrunun arkasından gidiyorduk Sürünün içinde ben de vardım Sırtımda bir zıpkın yarası Mutlu olmasına mutluydum Nedense gitmiyordu kulağımdan Bir türlü ‘ağ var’ sesleri Deniz kızı girmiş düşünceme Gayri ben iflah olmam Dalyanları birbirine katmak orkinosların harcı Dolanınca ağa çok geçmeden küserim …
Şub 23
Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundanDemek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor. Bir gülüşündü gençliği döndürdü yolundan; Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor. Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikayeme; Çok değil evi barkı unutup sana uyduğum, Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme; Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum. Eğil bak suya, ordadır güzelliğin, gençliğin. Sen gel beni dinle, …
Şub 23
Hayır yok tenden artık; hatmedildi kitaplar.Ah! Bi kaçsam! bilirim, o mest kuşlara diyar, Bir akl’almaz köpükle göklerin arasında. Bir şey tutamaz gayrı, gözlerin aynasında Yanan bahçeler bile, bu deniz kokan gönlü; Tutamaz ne geceler, ne duran o hüzünlü Boş kâğıtlar üstüne iğilmiş kandil öyle; Tutamaz o çocuğunu emziren taze bile, Gidiyoruz! Kalk, gemi! Yalpanı vur …
Şub 23
Kaptanın uykusu kaçtı birden;birden külçe gibi üstüne indigece ve yalnızlık, kalktı, birhavlu aldı sırtına, küpeşteyetırmandı yavaşça, duydu: Çocuğu uyutmuştu kadın; uzun,yılansı bacağını siper etmiştidüşmesin diye dönerken karyatakta: uğulduyor, tutuşuyorduerkeğin başını gömdükçe yinine:İçinden büyük bir kuş havalanıyoruzağa süzülüyordu. Enis BATUR
Şub 23
Hey Siz!Eski arkadaşlar… Size,Bu kalbin anahtarını vermiştik biz.. Önce girdiniz..Sonra, kırıp döküp gittiniz.. Şimdi nafiledir uzaktan (eski) anahtarı gösterişiniz.. Sizin gittiğiniz günBütün kilitleri değiştirdik biz.. Elinizdeki anahtarı hatıra olarak saklayabilirsiniz.. Üryan
Şub 23
Nasıl anlatabilirim ki size;aslında burda olmadığımı.. Kimliğimde yazanı boşverin,Dün daha doğmamış olduğumuBugünse bin yaşımı kutladığımısize nasıl anlatabilirim.. Artık köküm olmadığını biliyorumsuyun üstünde;akışa teslimbir nilüfer kayıtsızlığıylaorda olmadığımıama burda da olmadığımısize nasıl anlatabilirim.. bir nefestebütün seslerimi çıkardımçıkaracak başka sesim kalmadıKendi mememden sağdım kendimi..Kuruttum mememi..Kendimi akıttım toprağa..yenildim..yutuldum..katıldım..dağıldım..artık burda olmadığımı..size nasıl anlatabilirim birazdan ;hiçbir şey yokmuş gibi,Hiçbir şeyim yokmuş …
Şub 23
Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder. Erken Kaybedenler/Emrah Serbes
Şub 23
Bil diye demiyorum ama içimde bir sıkıntı varadını koymasan da yüzün yüzüme baksaburada dursan şimdi, içimden rüzgar geçseeteklerimden dökülen çiçeklerle kaç bahar,bir çocuk koşsa böyle, gölgesi yorgun düşsekemikte başlayan sızı büyümenin cezasıgün gelip yerleşmese göğüs üstü boşluğaneyin var dediğinde cevap bulsam şıp diye“karnım aç, uykum geldi, öğretmen ödev verdiüstelik annem kızdı kırdım diye vazoyu”gözüme baksan …
Şub 23
Sorsam sana utanmasam nefsimdenAramızda geçen kim aramızdan biten kaç-Susmak cevap değil bayım, ikrara saklanmayınBir orağın sapına nokta koyalım imlâBuralarda bir yerde görmüş olmalıyımBaşaklar eğiliyor, altın sarısı bir rüzgarSadece bir renk değil, sarı hüznün aynasıAynısı değil ama bu susmanın acısıEr geç çıkar bilirim, sormak ayıp değil ki Utanmasam nefsimden sana sorsam bir dahaAramızda giden ne aramıza …