En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Hani bir dal vardır, gövdeden çıkan,sonra bir dal daha o daldan çıkan,sonra bir dal daha, bir dal daha,en son dalda güzel palamut duruyor. Palamutun şekli şapkası güzel,bıraksın meşeyi, dala tutunmasın,düşsün yere şapkasıyla beraber,tabii, şapkası onu meşeye bağlıyor. Bırak kendini öyle gövdesiz, dalsız, orada asılı huzur bulman imkansız,düşeceğin yer de meşenin gölgesi,güzel ayrılık orada bizi bekliyor. …
Şub 23
Güzel ikizim, ne kadar acayip değil mi,bu kadar saf bir insanın yorgun görünmesi,iyi bir kalbin alıp başını gitmesi,ne acayip, evet, çok acayip. Ben de biliyorum yollar bozuk, değil mi,arı masum, iğne tuzak değil mi,böyle dönüp dolaşma, kalbinden uzaklaşma,biz sabah olunca uyanacağız. Ben de senin gibiyim, hiç aldatmadım,ama sonra kaderle başbaşa kaldım,meşenin altında bir yatak hazırladım,gel, …
Şub 23
Hiçbir şiir son mısraında bitmez.Sözün Simurgu, sözcüklere değil,Kendi tüylerine bölünür çünkü,Rüyalara ve hayatlara dağılır Her gün, sabah akşam yeniden. Senin, her şiirle daha büyük, Daha uzak ve sarhoş uçuşlar için Sözcüklerle tırmanmak istediğin En yüce doruklardan toz kaldırıyor O’nun kanadının rüzgârı çünkü; Mısralarla ölçebilir misin, o zaman,Sen ey fukara ozan, Kanat genişliğini, onun? Söz bitti …
Şub 23
Asla kurtulamayacağım bundan! Şimdi benden iki tane var:Bu yeni büsbütün beyaz kişi ve o eski sarı olanı,Ve beyaz kişi kesinlikle daha üstün olandır.Yiyeceğe gereksinim duymaz, gerçek azizelerden biridir.Başlangıçta nefret etmiştim O’ndan, kişiliği yoktu –Ölü bir beden gibi benimle yatmıştı yataktaVe korkuyordum, çünkü biçimi tıpkı benim gibiydi. Sadece daha fazla beyaz ve kırılamaz ve şikayetsiz.Bir hafta …
Şub 23
Yüzünü ufkuma tut çocuğumBen buradan gideceğimYüreğim kaldırmıyor artık bu yüküEvler ağırlığımı taşımıyorYılların ağından toplayıp düşlerimiÖmrümü bir u gibi yollara dökeceğim.Kimseler anlamak istemeyecek biliyorumBunalmış bulutların bu sırasız sığınağınıBir sen varsın güvenebileceğimBilen anlayan bağışlayanGökyüzü kadar enginElini alnıma koy çocuğum. Yıllarca yankısız aynalaraDüşmekten aşındı yüzümün çizgileriSesim yitirdi sevinciniÖrselendi dilimin inceliğiYanlış yüreklere söz düşürmekten.Odalar odalar odalar…Emdi ömrümün ışığını, körelttiTedirgin …
Şub 23
‘Kal’ deseydin, kalırdım. Demedin oysa…Kuru bir ‘Bitmesin’den başka hiçbir şey demedin. Öyle kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki, ondaki anlam! Bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık uçuruma? Savunmayacak mıydın sevgimizi? ‘Kal’ diye haykırmayacak mıydın ardımdan? Düşündüğüm bu değildi… Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı senden, Mücadele beklemiştim oysa… Yelkensiz olan gemimizi kıyıya ulaştırırız …
Şub 23
Yalan söyleyemem: Hep aklımdasın,Hep düşünüyorum seni, diyemem. Fakat bir şeyden emin olabilirsin: Ara sıra düşünüyorum seni. Ve seni düşünmelerim yopyoğun. Hiçbir şeye çalışmıyorum: Ne seni unutmaya Ne de seni anımsamaya. Seni düşünmelerim tıpkı imgeler gibi Birdenbire çıkagelir. İstesem de istemesem de. Hiçbir kötülüğün sana ulaşamayacağı Yüreğimde taşırım seni. Gene de ara sıra benimlesin, Damarlarımda dolaşmana …
Şub 23
Avuçlarımda dağılan kar gibiydi yüzünVe semazenler dönüyordu hüznün çevresinde Geçtin ansızın öte yakasına ölümün Yaşamaktan usanmış Nereye gidersin böyle Alıp başını giderek Gözlerin Mistik bir anlatım aracıdır artık Nereye gidersin böyle Alıp başını giderek Yaşamaktan usanmış Alışılır ölümlere de demiştin Siyahlara bile alışılır Günün birinde demiştin Alışılmadı! İsmail Haydar Aksoy
Şub 23
Onuncu Tablet Sâkiye Siduri, denizin ıssız bir köşesine yerleşmiştir. O tahtında oturuyor. Sâkiye için ağaçtan ayaklar yapılmıştır. Bu ayaklar üzerine altından yapılmış şıra fıçıları konmuştur. Tanrıça sık bir duvak örtünmüştür. Yüzü görünmemektedir. Gılgamış koşup onun yanına geldi. Kirle örtülüdür. Bir posta bürünmüştür. Bedeninde tanrı eti vardır. Gönlü üzgündü. Yüzü uzun yolculuk yapan bir yolcunun yüzüne …