Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Aklından Sonsuz Yazgı Çıkmayan Adam

Bir yolcu gibi sabah, tan vakti yola çıkan,Aklından sonsuz yazgı çıkmayan mutlu adam, Uyanıyor şafakta, ruhu hep düş içinde, Elinde kutsal kitabı, dualar dilinde! Duasını ederken başlıyor gün doğmaya Güneş hem göğe doğuyor, hem onun ruhuna. Solgun ışıkta beliriveriyor eşyalar, Eşyalarla birlikte ruhunda başka şeyler, Ondan başka herkes uykuda, böyle sanıyor, Esrik bir mutluluğun huzuruna …

Devamını oku

Elveda! Boşa Gitmeyecek Dualarım

Elveda! Gitmeyecek dualarım boşaGökyüzüne taşıyacak ismini seninEğer Tanrılar aldırıyorsa dualaraBizlere mutlu bir hayat sunmak için.Sözcükler, iç çekişler, hıçkırıklar boşaKanlı gözyaşlarından daha fazla şey söylerFeri kaçmış ve suçlu gözlerde gizlenenBir elveda sözcüğü, – Elveda! – Elveda! Bu dudaklar suskun, bu gözler kupkuruAma yüreğimde, beynimin içindeBitmek tükenmek bilmeyen bir ağrıUykuya dalamaz bir daha düşünceRuhumda ne bir yakınma …

Devamını oku

Gözyaşını Gördüm

Gözyaşını gördüm –iri, saydam gözyaşınıO mavi gözden akan;Ve sonra düştüğünü gördümMenekşe çiy tanesinin;Gülücüğü, safirin ışığını gördümSenin yanında solduGüçlü ışınlarla dolu bakışınınYeri doldurulamadı; Bulutlar uzaklardaki güneştenAkşamın karanlığınıÜrküten koyu, tatlı bir renk aldığındaEn karamsar insanlaraİlettiğin o kıvançlı, şen yanınıGökten usulca siler;Oysa gözlerinin arkasındaki ışıkSolmaz yüreklerden. Lord Byron

Artık Gezmeyeceğiz Başıboş

Artık gezmeyeceğiz başıboş, bunun içinGecenin içine bu kadar geç vakit,Hâla sevse de kalp,Ve hâla parlak olsa da mehtap. Çünkü kılıç kınını yıpratır,Ve ruh göğsü eskitir,Ve kalp mola vermeli nefes için,Ve aşkın kendisi dinlenir. Gece başıboş gezmek için yapılmış olsa bile,Ve gün çok erken dönse de,Artık başıboş gezmeyeceğiz geneYakınında ay ışığının biz. Lord ByronÇeviren: Vehbi Taşar

Uzun Yıllardan Sonra

Mahzun, yarı kırık yüreklerimizYıllarca uzak kalmak üzereO gün, ayrıldığımızda ikimizSessiz ve gözyaşları içinde;Solduğunda, soğuduğunda yanağınÖpücüklerin buz tuttuğunda… Çoktan çalmıştı saati acıların…Sabahın o serin, ürperten çiyiAlnımda donuvermişti,O çiyler belki bu hüzünleriminGözyaşlarımın işaretiydi.Ettiğin yeminler bir bir bozulduGölge düştü güvenilirliğine;Paylaştığım yalnızca acı olduSenin adını işittiğimde… Gizlice buluşmuştuk seninle…Sessiz, hüzünlenirim şimdiÇünkü ruhun aldattı ruhumuYüreğin unuttu yüreğimi.Eğer bir gün, uzun …

Devamını oku

Sükût İçindeyim

Tutunduğum pervanenin kanadını incitiyorum. Zaman bir kum gibi akıyor ayaklarımın altından.Kalbim bir saat gibi işliyor.Aşk takatiyle çok yorgunluğa talibim.Her çileden nasibimi arıyorum.Her yaranın hissedarıyım.Her acıdan pay alıyor, her ağlayışa gönüllü oluyorum. Sükût İçindeyim. Münire Daniş

Gitmek biraz ölmektir

Biliyorum gideceksin. Bir eylül ayında ve günün herhangi bir vakti gideceksin. Ne eski bir şarkı engelleyebilecek gitmeni ne de yalnızca gözlerimde sakladığım aşkım. Usul usul ve ağır başlı adımlarla gideceksin. Her adımda gitmenin acısı yankılanacak sokakta. Bir törendeymişçesine göze batan bir yürüyüşle gideceksin ve ben çocuklar gibi bakacağım ardından. Sen geriye dönüp bakmayacaksın. Gideceksin… Yalnızca …

Devamını oku

İlişmek

Birilerinin beni aşkın, sevginin, sevdanın, adı ne ise, bunun olmadığına ikna etmesi çok zor. Bunun iyimserlikle ilgisi yok. Ben bir aşk çocuğuyum çünkü, nedeni bu. Babam anneme, annem de babama âşıktı. 1960’larda milliyetçi ve yaralı bir Ermeni adam, yetim bir Çerkes kadınına neden tutulsun ki! Annem yıllar sonra, “Aslında Markar” demişti, “Aklımın köşesinden bile geçmezdi …

Devamını oku

Son Bûse

Bu son buseydi anlıma koyduğun…Ve…benim sana son seslenişim anneKalk üzerimdentopla düşürdüğün incileri…bedenim henüz sıcakken nefesinleYıka beni gözlerindeki hüzünle Yıka beni sözlerindeki ağıtla ?

uzanacağım ve ağlayacağım

Felâketimizi başka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil, annelerle değil. Annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur: Çocuklarının felâketini iki kat şiddetle hisseden anneler, bu ıstıraplarımçocuklarına fazlasiyle iade ederler; böylece keder anadan çocuğa ve çocuktan anaya her intikal edişinde büyüdükçe büyür. Birbirine ufunetli adaleler gibi geçmiş, yaslanmış tahta evler. Her yağmurda, her küçük fırtınada …

Devamını oku