Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Sana Bakmanın Tarihi

Sana bakmalarımı Nişanlısına ördüğü kazağı Yetiştirme telaşı ile doğum gününe Gece nöbetinde uyuya kalmış Şebinkarahisar’lı bir hemşirenin Üstüne Yorgan diye bıraktım. Sana bakmalarımı Çocuklarını okula uğurlayan Bir anne gönenciyle Mola yerlerinde içtiğim çayların Buğusuna katıp Bozuk bir para üstü gibi Uykusuz garsonların Soğuyan avuçlarına bıraktım. Sana bakmalarımı Emekli kahvehanelerinde Namaz saatini bekleyen İhtiyarların sessizliğiyle Kaçırılmış …

Devamını oku

Bir Şey Söyle

Bir şey söylemeyenkişidüşünür kikendi suskunluğunu çevreleyensuskunlukher şeyi söyler. Fakat o suskunlukkendi sesiyle konuşur,ki problem budur. En önemli şeylero suskun bölgede gerçekleşir,fakat o bölgeyi kimse denetleyemez.Melekler ve iblisler koro halinde konuşur orada. Bir şey söylemek istemişsen,bunu kendin söylemelisin. Niels Hav

Sevgilim, Sözcükler ve Sonsuzluk

Bir başkasını dünyanın bir ucuna dek izleyeceğimizisöylemek biraz abartılı değil midir?Varsayalım ki dünya sonsuzdur ve o bir başkasıbizden önce yoruldu.Ve varsayalım ki yağmaktadır yağmur ve dolu! Hem sonsuzluğu yansıtan hem de kökleri onda olanderin dağ gölleri gibi olduğunu söylemekbir başkasının gözlerinin, biraz abartılı değil midir?Düşün ki hem de yarın ağırca asılı durursa bulutlaryüce dağlar üstünde, …

Devamını oku

Alacakaranlığın Sesleri

Sana sessizliği ben buldum diyorum yenideno usul ikindide, adın yakılıncakömürleşincebüyük altın alevinde on dokuz yılının.Sevgim alacakaranlığın bağlarını çözdüyalnız senin fısıltına vermek için kendini,beyaz odun alevinin o cam fısıltısına. Anıların bir iğne batışıdır dudaklarıma,hayatının masallarını kurdum bugünbir elmanın ince kabuğunda.Bu ara hep tedirginim,bir pencerenin açılışını bekliyorum şimdiarkandan gideyimya da parçalanayım diye üzgün kaldırımlarda.Ama öylesine bir ses …

Devamını oku

Şiddetli Geçimsizlik

bütün gün hırsını halılardan çıkaran kadınkaşığı başka türlü tutarbaşka türlü çiğner lokmasınıgasteye sarılı kirli gömleğinieve götüren adambezgin sırtları çarşafa dayanıncaof! , başka türlü yayılır sıvanın yetmediği yerebozdurulan alyanslardan habersizbayramlık hayali kurar çocuklar bitişik odadakadın, yalnızca kendi parmaklarıyla gergindizlerindeki sızıyı okşarbir kez bile kanepede sabahlamamışkenve hala dipdiri duruyorken yastık uçlarıdünyanın en haksız mahcubiyetidirbir adamın, karısına dönük …

Devamını oku

Anneme Okunmasın Lütfen

“Anneler günü ritüelinden: Hiç değilse,Kahvaltısız koşmalı, erkenden dört çarpı yüz koşmalıBayraksız koşmalı marşız çingene kızına koşmalıSar be ya demeli böyle janjanlı şöyle bir şekilliBir de fiyonk, ille de roman, ille de kırmızı, ille de afili.”Dünyanın neresinde iyi bilmem ama burasında,Berbat bir şeydir maaşla çalışmakMaaşını ayın on beşinde almak berbat bir şeydirMayıs aylarının ikinci pazarları,İkinci pazarlara …

Devamını oku

Düş Oyunu

Bir gün bir çocuğa sormuştum,deniz neden tuzludur diye.Babası uzun bir sefere çıkmıştı. Çocuk hemencecik karşılık verdi:Deniz tuzludur, çünkü denizciler durmadan ağlarlar!Neden denizciler böyle çok ağlar ki! Çünkü, dedi, yolculukları bitmez…Onun için de mendillerini hep direklere asıp kuruturlar! Gene sordum:Ya niçin insanlar üzgün olunca ağlar? Çünkü, dedi,daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek! …

Devamını oku

Karşı Bahar

Peki ya bahar gelirse?Şu Mart öyle çok kış bıraktı ki içimizdeVe dönenip duran ve geri dönenÖyle çok göçmen kafatası. İçimizde sadece kışa yer varDonup dururuz o son ayazda.Birbiri üstüne gelen mahcupluklar misaliİnce buz üstünde yolumuzu bulmaya çalışarak. Ve sıcak ülkelerden gelirGeçmiş sonbaharın kazları.Ve çatıların altındaki yuvaları kurudurVe sen yoksun yanımda. Ölümden daha ciddi değişikliklerOlmuştu, ve …

Devamını oku

Yüreğindeki Kırışıklıklar

hadi dindirdin diyelimyüreğindeki fırtınalarısildin bütün izleriniyüzündeki gözyaşlarınınalnındaki öpücüklerin ya saçlarındaki erimeyen karlar hadi gittin diyelimbitmez tükenmez yollaragördün bütün arka odalarınıuzak kentlerdeki otellerinlimanlardaki genelevlerin ya yüreğindeki silinmeyen kırışıklıklar hadi esridin diyelimdertten kederden zilzurnadolaştın bütün içki evleriniara sokaklarına kustunsoyundun anılarından çırılçıplak ya gözlerindeki ölü kuşlar Doğan Hayat

Sıfır Kalibrede Ölüm

Sessizliğinden kaçıpbir kadının sesine sığınıyorum şimdi,Konuşmak için yalvaran duvarlara kulaklarımı yumdumve bilemezsin nasıl korkuyorum Bana da öğretsene ;Nasıl becerebiliyorsun bunca susmayıNasıl düğüm düğüm doğrayabiliyorsun diliniYa da dur!Sen bana susmayı değil, ölmemeyi öğretsene Çünkü yürek bir sese dolanmışsa,Bir ses dolanıp kalmışsa ; boynuna , kulağına , saçlarına Aklına dolanıp kalmışsa bir sesSessizlik ölümdürSen bana susmayı değil …

Devamını oku