Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Sıfır Kalibrede Ölüm

Sessizliğinden kaçıpbir kadının sesine sığınıyorum şimdi,Konuşmak için yalvaran duvarlara kulaklarımı yumdumve bilemezsin nasıl korkuyorum Bana da öğretsene ;Nasıl becerebiliyorsun bunca susmayıNasıl düğüm düğüm doğrayabiliyorsun diliniYa da dur!Sen bana susmayı değil, ölmemeyi öğretsene Çünkü yürek bir sese dolanmışsa,Bir ses dolanıp kalmışsa ; boynuna , kulağına , saçlarına Aklına dolanıp kalmışsa bir sesSessizlik ölümdürSen bana susmayı değil …

Devamını oku

Şiddetli Geçimsizlik

bütün gün hırsını halılardan çıkaran kadınkaşığı başka türlü tutarbaşka türlü çiğner lokmasınıgasteye sarılı kirli gömleğinieve götüren adambezgin sırtları çarşafa dayanıncaof! , başka türlü yayılır sıvanın yetmediği yerebozdurulan alyanslardan habersizbayramlık hayali kurar çocuklar bitişik odadakadın, yalnızca kendi parmaklarıyla gergindizlerindeki sızıyı okşarbir kez bile kanepede sabahlamamışkenve hala dipdiri duruyorken yastık uçlarıdünyanın en haksız mahcubiyetidirbir adamın, karısına dönük …

Devamını oku

Anneme Okunmasın Lütfen

“Anneler günü ritüelinden: Hiç değilse,Kahvaltısız koşmalı, erkenden dört çarpı yüz koşmalıBayraksız koşmalı marşız çingene kızına koşmalıSar be ya demeli böyle janjanlı şöyle bir şekilliBir de fiyonk, ille de roman, ille de kırmızı, ille de afili.”Dünyanın neresinde iyi bilmem ama burasında,Berbat bir şeydir maaşla çalışmakMaaşını ayın on beşinde almak berbat bir şeydirMayıs aylarının ikinci pazarları,İkinci pazarlara …

Devamını oku

Alacakaranlığın Sesleri

Sana sessizliği ben buldum diyorum yenideno usul ikindide, adın yakılıncakömürleşincebüyük altın alevinde on dokuz yılının.Sevgim alacakaranlığın bağlarını çözdüyalnız senin fısıltına vermek için kendini,beyaz odun alevinin o cam fısıltısına. Anıların bir iğne batışıdır dudaklarıma,hayatının masallarını kurdum bugünbir elmanın ince kabuğunda.Bu ara hep tedirginim,bir pencerenin açılışını bekliyorum şimdiarkandan gideyimya da parçalanayım diye üzgün kaldırımlarda.Ama öylesine bir ses …

Devamını oku

Düş Oyunu

Bir gün bir çocuğa sormuştum,deniz neden tuzludur diye.Babası uzun bir sefere çıkmıştı. Çocuk hemencecik karşılık verdi:Deniz tuzludur, çünkü denizciler durmadan ağlarlar!Neden denizciler böyle çok ağlar ki! Çünkü, dedi, yolculukları bitmez…Onun için de mendillerini hep direklere asıp kuruturlar! Gene sordum:Ya niçin insanlar üzgün olunca ağlar? Çünkü, dedi,daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek! …

Devamını oku

Şimdi bir dilek hakkım olsa

Ve muhtemelen hayasız bir ölüme uyanırdıÇıplak bedenimTüylerimde son bahar ürpertisiKursağımda lağım kokulu toprakYa evde yoksan çalmıştırEski zamanlarda bir ford minübüsündeBir çocuğun balonu patlamıştırSimit parasıyla alıp aç kaldığıVe hiç kimse seyirci değildir gidişimeKapalı gişe körler diyarındaKapalı gözlerimYollar kapalıEtrafından dolaşan yollarŞimdi bir dilek hakkım olsaEvde olmanıŞimdi bir dilek hakkİm olsaBir balon dilerdimHemde en uçanındanŞimdi bir dilek hakkım …

Devamını oku

İki Gövde

İki gövde yüzyüzebazan iki dalgadırve gece bir okyanustur.İki gövde yüzyüzebazan iki taştırve gece bir çöldür.İki gövde yüzyüzebazan iki köktürgeceyle sarmalanmış.İki gövde yüzyüzebazan iki bıçaktırve gece bir anlık parıltı.İki gövde yüzyüzedüşen iki yıldızdırboş ve yalnız bir gökte. Octavio Paz

John Ashbery’ye

Rüzgârda bir dağın yücesinde oturupbirbirimize yeni şiirler okuyacağımızbaşka bir dünyanın bulunmadığınainanmıyorum.Tu Fu olabilirsin sen, ben de Po Chu-ive marazi kafalarımıza gülümseyenMaymun Hanım aydadır,karın ince bir dala konuşunu izlerken bizler.Yoksa gerçekten gitmeli miyiz? bugençken gördüğüm o çimen değil!ve ay, yükselirken bu gece, boşsa eğer“gidersin sen de, açan çiçekler gibi”anlamında kötü bir işarettir bu. Frank O’Hara

Sevgilim, Sözcükler ve Sonsuzluk

Bir başkasını dünyanın bir ucuna dek izleyeceğimizisöylemek biraz abartılı değil midir?Varsayalım ki dünya sonsuzdur ve o bir başkasıbizden önce yoruldu.Ve varsayalım ki yağmaktadır yağmur ve dolu! Hem sonsuzluğu yansıtan hem de kökleri onda olanderin dağ gölleri gibi olduğunu söylemekbir başkasının gözlerinin, biraz abartılı değil midir?Düşün ki hem de yarın ağırca asılı durursa bulutlaryüce dağlar üstünde, …

Devamını oku

Bir Şey Söyle

Bir şey söylemeyenkişidüşünür kikendi suskunluğunu çevreleyensuskunlukher şeyi söyler. Fakat o suskunlukkendi sesiyle konuşur,ki problem budur. En önemli şeylero suskun bölgede gerçekleşir,fakat o bölgeyi kimse denetleyemez.Melekler ve iblisler koro halinde konuşur orada. Bir şey söylemek istemişsen,bunu kendin söylemelisin. Niels Hav