En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
sana kinim vardır elbet senden başka kimim varkimim kimsem yok değil kesilmedi zürriyetimkesilmedi hiç nefesim koştumsa da ateşlesu olsun diye yazdım bana kimler sus desinkonuşan özneyim işte, isteyenin mezarına tükürenkin kimi öldürürmüş belki yaşarız böylecekahpenin dümeniyle yaşamanın seyrindenamerde mert der miyiz ölsek onun yerine beleş bir iş değil beni kendine düşman edişinbu cüreti sevmişsin pahasını …
Şub 23
sen hatırlamazsın bile ben unutmam sonrakonuştukça ruhuma insan bana dokunmadokunur gibi yan koltuktan dirseğeotobüste basamakta otomatik kapı önündecamı kırınız kırılsın acil durumlarda kalpler bir olsungöz görmeyince katlanırmış gönül görüncetüm ikiler bir olsun tüm kalpler körbi parkın banklarında güneş çarptığındakuşsuz sabahsız Bakırköy meydanındaanlamazdan gelir gibi önümden geçer gibigeçip giden bitmeyen her allahın günündenerden doğarsa doğsun bu …
Şub 23
Koro Yaşamdan başka ölüm yoktur Mutluluk çocuklara mahsustur Onların da ölümleri damla damlaBirikir aylarla, yıllarla Yürüdükleri yollar bir tabuta dönüşür Her insan kendi tarihiyle başbaşaBoyuna dünyayla ilgili kitaplar okur Sokağa bir ilmek gibi açılan camlarda Bir katılma isteğinin acısını dokur Kendi ayakizlerine basar oysa Kendi kendine konuşarak büyür Ben Keşke yeniden doğmak gibi bir şeylere …
Şub 23
sen bu şarkıları söylemezsin ayşegülçocukların ömrü çiçeklerinki kadardır derdin yaGanj’ın kenarına oturmuş ağlarken kathyasen dilini kanatan şarkıları söylemezsinhayat bilgisi kırık çocuklarınyani hangi ırmağın hangi denize döküldüğünübir türlü sökemeyenve yağmurlu günlerdebisikletleri aşklara toslayan çocuklarınşarkısını sen söylemezsin. kim söyler peki o yabanıl kuşların çağrısını?kim dillendirir nehre verilen ölüyü?uzağa salınan kandili? asya için henüz vakit varasya derin uykusunda, …
Şub 23
serin rüzgârlar taşırbir dostumun yüzünü yakan mevsimincelmiş bir hayatın kederiylesessizce durur anıların yamacındarenginden su alan resim odalara sığmazdık odalar dariçinde gizli bir ses ölürkendönenip durdu hevesdağlar dağlar saatleri biz sustururdukkorkusuyla kendi sesimizinyokederdik kardeşliğinigündüzle gecenin karardı baktıkça gözlerbalkon derinliğindeki dağlaraheves yollara düştütedirginlik korkulara yüzün gecikmiş bir mektuptaanlaşılır dürüst ve ıslakyitirilmiş bir anıyla çıkageldigüneyin ılık sokaklarından -her …
Şub 23
bir çocuğun düşüyüm benbüyülü yaz akşamlarıben üflerim mızıka söylersesimiz tutar sokakları ılık bir ses taşırım yorulmadansonsuz özlemler büyütürüm yarınaben mızıka çalarımsiz onu duymasanız damızıkamın içindedir yaşam kardeşler ben çalayım siz görünnasıl geçilir kiraz rengi sokaklarsoluk soluğa yeni aşklarlayorulmaz yaşlı bir yürek bilegülüşler ona akar da ben mızıka çalmazsamne özlemleriniz olur ne ayrılıklarınızyalnız bir yıldız gibi …
Şub 23
zamanın nedensiztutunanlara.. I Kalbi eve dönen yoksullarınbir şarkıyı taşıyacak kadarsahil görmemiş yabanlıklar büyüten yalnızlığı! Sen, sise doğru yürü! Şarkı söyleyebileceğin bir kıyı,duyabileceğin bir kulak,yabanlığını örteceğin tülden bir sisgenç bir kızın eski güzelliklere duyduğu üzünçtür. Hatırla ve yakar sessizliğine: geçmişine.üzünç ki, susadıkça acıktırır tenimizi. II Denizin üstünde dolaşan uyku,düşlerde gezinen göz! Zaman ki, eskitilmiş güzelliklerin kanatlanmasıdır.Ayrılmak …
Şub 23
giremedim evine dünyanınben hep eşikte kaldım kapadım perdelerimi kaçtım içimepervazlarımı, -silme cezayir-gayrı çakar da almaz bu fitiloğun duro mantar ağulu, şu bulut nemli eksik olan ne, gecenin ceplerindeeksik olan ne, ellerinde açtım perdelerimi, kaçtım dışımaupuzuuun bir merdiven, yoksaserpenesi mi serpilen ömrünbilemedim, serenini bendiniben müneccim değilimmelek desen hiç değilçok kahve döktüm üstünüze, tuzlu tıynetimde aşk çıktı, …
Şub 23
-daha bağları yazacaktım uzayıp giden masalını ninemin bin bir geceden- çünkü biz en çok aşkı sevdik, sedefli inci taneleri aradı ince ellerimiz boncuk terli ayasında mavinin yedeğimizde hep bir kırba sevinç tabanlarımızda can kırıkları özümüz her yandığında inceden elenen h’ûn aşk ile aşılanan ol yaralı nesteren -dağları yazacaktım daha kavi ıhlara vadisinde yatan gemileri- çünkü …
Şub 23
uzadı gölgesi kurganların, kavi ve sildi korungalar pembe terini alaca değirmisine akşamın şimdi su verme zamanı yaralara ve sardunyalara 1 acı sen miydin yalınayak geçen yanımdan ağzında firuze bir ıslık ve bir türküyle, inceden: ‘değmen benim gamlı yaslı gönlüme’… ben miydim o küçük mercan balığı, o kef-i derya uçsuz bucaksız yelkenlere düş açan incisi incinmiş …