En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! –İşte …
Şub 23
Herşey ölür, gül, insan ve peygamber Gönül sever, acı çeker, intikam alır gider Gün biter, uzar ihanet ve yordam Deniz durur, dokunulmaz. Adımız uyum olursa olsun, bu ancak bir ömür sürer Vakti bellidir o da biter Herşey biter, bitmez aşk Beslenerek biryerden gürbüzleşir İlk aşk ve son aşk aynı soydandır Aşk tekbir gövdedir Morarmış dudaklarınla …
Şub 23
Sen dönüksün, ben de İçe mi dışa mı, bilmem Sen bana değil, ben sana değil, Yolumuz sonunda bizi bekleyen Kaybolacağımız ormana değil. Değil hayata, günlere ve çocuklara, Gelecek denen düşe mi bilmem… Yuvarlan, doğrul, titre ve eğil Bu halimiz ne, neşe mi bilmem. Rol yapıyoruz Batı İnsanı, İkimiz de bu çarka tutsak olmuşuz Ne içe …
Şub 23
Bende rağbet aramayın rindan-ı meyaşama Çünkü onlar ters düşünce yaşama, Hiç bozmazlar istiflerini. Oysa kaplumbağalar ölür ters düşünce. Nitekim Çukurbostan kaplumbağaları, Langa’nın ve Cerrahpaşa’nın Haki cübbeli ve vakur ağaları, Kaportacılar arasında yaşamaktansa, Taşkasap bostanları sokaklaşırken Taşkesildiler. Son anka kuşu terkederken Benim jülide saçımı, Son kaplumbağanın üzgün bakışı Asılı kaldı Sümbülsinan kitabesine Kim unutturacak bu acımı? …
Şub 23
göz ucuyla yüzdüm dünyanın derisiniömrüm kısaladursun bir başka kıtaya, kutbuna yıldızlarınkırlangıçların süzüldüğüdür yaşamak dediğin, yerde.sıtmaya tutulmuş siyah, bu matem, bu mavi…bir örnek giyinen kadınlar yani, varsın lavanta koksunlarölüm etajer üstlerinde, öylece annesizlerinve ciğerim tükenir sıcak asfaltta biten, renginde menekşenin. nehirler latince bilmiyorlar doktorum,yalnızlaşıyorum içimden ateşin bulunuşuna doğru.balkonum güvercin güzergâhı,banyomda kabilesinden kovulmuş örümceklerbiraz önce yaratılmadı kombine …
Şub 23
artık eflatun o sokakta şüphebeyaz o evde duman ve ihtimale duramammadem ki dışarıya olamadımdışarıyı da içeri alamamyalan ya da dolanikna ya da ısrarkarargâh denerim ben bu evde, karakol!hepsini kurarım yedi hayatı varsa bu evinhiçbirinde kalamam hiçbiri, hepsi ve ikiz adında bir şey yokyok taşın taşı seveceği, evin evimadem ben buna sarıldım bunu sevdimdedim ben ikiz …
Şub 23
Bir su yılı denebilirdi geldi geçtiÜstünde durmuyorum.Terledim, bulanık baktım.Ne varsa kendiliğindendiHemen hemen evden çıkmadım. Sanki avuçlarımda sürekliYıkanmış, tabağa konmuş bir meyvenin ellenmişliği,Ola ki makyajı bir oyuncunun, karışmış gözyaşlarınaYeni kireçlenmiş bir duvarın kireciAvuçlarımda sürekli..Bir su yılı denebilirdi üstünde durmuyorumKalmışsa kalmıştır bir çomak gibiKuruArtık kullanılmayan bir demiryoluKararmış, kırık dökükÜstünde bir yük vagonu. Mavi bir araba kapımın önündeBütün …
Şub 23
diyebilirim ki kırk yıl sürdü içimkırk yıl sürdü içimi titreten zamanbu muammabaşımı en feci yastığa koyupyüzündeki tek tanrılı dinleri denedimyüzündeki en unutkan yerleri diyebilirim ki bilinmeyen dualar buldumbaşka bitkilerıhlamursusmak ve yutkunmak geldiğimde tek tanrılı dinlerde yer yoktusuratımı astımkırk vakt’e bakıp sana inandım her duası feciyle biten bir ibadet çeşidi buldumkırk yıl günde beş öğün yutkunmaksefadan …
Şub 23
Fitne patladığında yüzünü gördüm,çirkin ve yaşlıydıfazlaca nazlı üstelik.Ha deyince çıkışmıyorbiriktiriyor, bekletiyor, kurguluyorkonuşturuyor. Midemdeki asit, fokurduyorbedenimin böylesine duygusal bir yapısı olduğunu bilmekkorkutuyor beni bariz. Sanki beynimden çıkışmaya çalışandüşüncelerin eseri gibi sivilcelerkafamı dolduruyor.Sıktığım her sivilce irini elime bulaşıyorkaşınıyor beynimbilmem ya düşüncelerdenya da yağlı deri sivilcelerinden. -Derdin ne dostum? diye amerikalı bir zenci kulağımda bağırıyor sanki. Düşünüyorum..Çırpınınca bataklığa …
Şub 23
Onurlu bir yaratılış ve onursuz bir yüz çeviriş. İçine benim de dahil olduğum rezil bir kirlenme çağı. “Kral çıplak!” diye bağıran erdemli, güzel çocukları birer birer yok ettiler. Krallar giyinik, insanlık ise çırılçıplak artık. Öyle ise. Yeryüzünü gündüzleri bir kerhane ve kârhaneye çevirenler, geceleri uykularını bir pezevenk tedirginliği ve yalnızlığı içinde uyuyacaklar. Sevdiği kadının topuğunu …