Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Ağlamak bir şey değil

Eylül gölgesi düşmüş güneşeAğlamak bir şey değilHançer sokuyorlar adamın sırtına Murat Kapkıner

Acı

Acı, hassasiyetini kabuklaştırıyor insanın.Ölmek galiba bu.Ayrılığa alışmış gibiyim.Tevekkül, teslimiyet.Ve heyecanların gün geçtikçe kararan pırıltısı……Alışkanlıkların insanı pestile çeviren çarkı.Artık yanarak değil, tüterek yaşıyorum.Nemli bir tomar gibi.Kanatlarım her gün bir parça daha ağırlaşıyor.Galiba ihtiyarlıyorum… Cemil Meriç

Gün Batar Kuşlar Döner

söylemedi deme gidiyorum geldiğim yere arkama çalı toynaklarıma telis bağladım iz bırakmadan en sessiz gidiyorum cari sadakam nakibim /yeryüzünde bid’atım/ menend ü rakibim terekem yok sıfıra çarpıldı hikmet-i vücudum alacağım kimseye borcum yok varis bırakmadan gidiyorum kimse bilmeyecek var olmuşum olmamışını gidiyorum kefensiz sedasız nam u şöhretsiz gece nevbetinde aydım şekibindim /olmayacak yoruldum/ gelmeyeceksin sabahı …

Devamını oku

Elifbamdan Arta Kalan

az sonra beni çağırırlarburalı değilim yanımdamemleketimi bildirir bir belge getiremedimüzgünümhiç kimse fotoğrafımı çekmediizin vermediğimuygun durmadığım söyleniyor/-aksine efendimbenim annem belirlenemedi/birazdan beni çağıracaklarını umuyorumsigaramda yol görünüyorburdan da dengimi tutuyorumbol miktarda Eylül biriktirmiştim/aslında kasım demek istiyorum/ker*** duvfar diplerinden topladımkoynumdabütün ceplerimdeAkdeniz kıyısından devşirdiğimrenkli çakıllarkaydırak taşları midye kabuğuve ince kumun içindelersigaramda yol görünüyoryakında beni çağırabilirlerAnne’m en gizli sırrını sonuçta ‘Ay’a …

Devamını oku

Dilenci

”Ölüm, mahşer günü bir siyah koç suretinde getirilip boğazlanır” bir siyah koç gibi öldürüldü ölümüm kızıl çığlıklara döndü izdüşümüm ölüm ölüm alacak elinizden ‘ıyşınız aşığınız diye delik delik kaçtığınız ölümlerinizden bir yudum ölüm bir yudum ölüm veriniz nerde yok mu ölümleriniz dininiz mezhebiniz aşkına ölememekten döndüm şaşkına rabbiniz taptığınız aşkına bir yudum ölüm bir yudum …

Devamını oku

Taşlanmaksızın Ayrılmak

Bağışlayın Alışmamışım Taşlanmadan ayrılmaya Bir ilk tuhaflığın sarhoşuyum Kovulmadan gidiyorum ilk kez Gidiyor ve şaşırıyorum Sırtımda utançlarım aşklarım belalarım Geçti gümrükten Oysa ben Tam da hazırlamıştım kendimi Altmışbir yılın utancını kaçak sokmaya içeri gidiyor ve hüzünleniyordum utancım aşklarım belalarım benden geriye kalacak diye gidiyorum ne eksik ne fazla hiç anımsamadığım kahramanlıklarım da varmış oysa böyle …

Devamını oku

İnsaf Kelimeleri

yedi kat arzımdasın bir barak havasıyla yanık annelerden yansıyan gök taşını hangi hışım saplarsa toprağa yahut mavzer kurşununu ete öyle düştü yedi kat göğünden yüzün yedi kat arzımdasın dilim lal kısıldı sesim tükendi dad kelimeleri feryadımdan içimde bir iltihab son kanserim miydin geliştin gene mi yanlış adrese geldim yoksa yanık bir anneden yansıyan bir barak …

Devamını oku

Kırkı Çıkmamış Sevdamıza Şiir

paylaşılan mutluluğu severimengin denizler kadar güzeldir o Ibana ait olmayan cesetleriyaktım bütün geceküllerini savurdum dans ettimay kaydı yıldızlar gülüştü pervasızcave saçlarımdan bir demet düştü suyaaldım öptüm gözbebeklerindencazibesini yitirmiş bir kadındın senseni ben güzel yaptım IIdavudi bir sesim vardı sonra kaybolduyıldızların üzerine çığ düştü ve ellerimdamıttı ellerini-utandın-demek ki biliyorsunah,tarihsiz duyguların ilk resmini bulutlara çizilengözlerine çiy düşmüştü …

Devamını oku

Biliyorum

Biliyorum Birgün bu şehirden gideceksin Pırıl pırıl ışıklı bir istasyonda Elinde ufak valizin Ne yapalım hayat bu Yaşamak biraz böyle diyeceksin İçinde hür maviliklerin özlemi Küçük odanı, kitaplarını Ve mahsun bırakıp göklerle başbaşa beni Biliyorum, Bir gün bu şehirden gideceksin…! Fethi Giray

barbar ve şehla

1 ‘hayyam, yalnızdın sevgilinin yanında şimdi gitti, artık ona sığınabilirsin’ rivayetdi ve zaman sakin bir su gibi hareleniyordu senin için orman uğultuları uzun kış geceleri getirdim artık okunmayan masallardan bildim ama bilemeyip düştüm yollara ıslığımdaki gül kokusuyla çünkü gül mağrur bir yalnızlık yahut dalgın bir keder olarak yakışırdı senin şehla sesine ‘rivayetdi ne zaman sahi …

Devamını oku