En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
hatalarımızı çıkarsak geriye ne kalır hayatımızdandokunulmuş yerlerimizde soğuyan sevinçli yaşamlar mıhiç solmayan çiçeği görmüş müdür hai-kai ustalarıve dikenlerini içine büyüten bir gül kimin kanayanıdırbir de bunu ekleyin neden yorgun akşamları giyindik her sabah üstümüzeaktar ölçeğinde mi incelir hüzün, sarraf nezdinde mioluksuz bıçaklarla sevişen kaçıncıda ölürve kısa pantolonlu bir çocukluğun dizleri neden hep kanarbir de bunu …
Şub 23
yalnız bir hata mı, sarsak adımlarıyla hayatı yürür hayat da yürür, dil ağır prangasıyla sürüklerken hayatı kuytu bir gül yaprağına sinmiştir, ne gam söz eksilmeseydi, yangın nereden nerelere yürür akşam koyu bir hatadır, telafisi üzerimize yürür gündoğumu ayrı şölen, her dilde ayrı yürür yalnız bayancı yabancılaşmaz, alışmak ağır ölüm ölüm gelir, her seferinde başlangıca yürür …
Şub 23
ve geceyağmur’la kalbinde üşüyen her kelimebir sessizlik olup çöküyor göğsümekıyamet gibi burada bir düşün ortasındad/üşüyorum avuçlarına benim ellerim kanıyorsenin kalbinde buradabir düşün ortasındaherşeyden uzaktakalbin avuçlarımda u y a n s a m damla damla a ———- ş k l—————- a Umman Şahiner
Şub 23
Bir başına çiçek açmış ağacınKıyısındasın denizin yanı başındaDalgalar parçalanır kayalardaDeğil yalnız dalgalar ruhun parçalanırDenizin uğultusuyla Deniz aldatmış değildir çakılı, kumu,Deniz adamını, su zambağınıDeniz ruhunu çağırdığındaÇıkarsın uzun sürecek yolculuğaBaşka limanlara başka kıyılara doğru Fütursuz ömürler deniz gibidirBilirsin bunu, gözünün ışığı tükenirkenNice şafaklardan nice limanlardan sonraDöndüğünde yeniden yaratılırsınKırağıyla yıkanan doğduğun kentte Neden bulamazsın doğduğun sokağı?Bir ikindi vakti …
Şub 23
Isınmış içimde uzun taşBu benim deniz kıyısında kalmışlığımBu benim soyunmuşluğumDünya düşlerinden bütün Düşlerim gece ormanları kadar uzunAğaçlar kadar büyük, iç içe kokularlaGözlerim kapalı dinledim sesiniEn uzak yıldızın Ağaçlarla, sularla, dalgalarla geldimBir ayağım yoklukta, bir ayağımKuru dere yatağımda kalmışYavaş Çok eski zamanlardan geldimBu benim bir ağaç kadar yalnızlığımBir başıma kalmışlığımKalın bir hüzün Ahmet Ada
Şub 23
Birkaç kuş balkona konmuşÖbür kuşları konuşuyorKıskançlık, çekememezlik, kibirVar birinin her sözünde Bu kuş bilmiyor paylaşmayı güzelliğiNe kırlarda ne balkondaKederi ayrılığı ölümü bilmiyorÜşüyecek ilk ayazda Doğrudur küçücük bir kuş olduğuOho, büyüyüp öğrenecek dahaÖlü kuşların konuşmadığınıÇürümüş otlar yapraklar arasında Ağzı taze ot kokuyor, yolu uzun,Öğrenecek şimşeğin tadını bir günKim bilir ne zaman, hangi ormandaKanatları üşüyecek ilk karda …
Şub 23
Haydi bir sayfa daha çevirelim denizden,üzerinde beyaz yeleli aslanların dolaştığı bir sayfa –Bu kez gerçek bir olayı anlatıyor eski masalcı,gözlerinde gene binbirgecenin ayartıcılığı,sesinde uzaklıklar, deli rüzgârlar,körkuyular, yolculuklar, kervansaraylar.Çiçekler çizen, onları renk renk boyayanbir ressamın son günleri anlattığı.Birbirine karışıyor sözlerle görüntüler:O uzun yürüyüş, okunaksız bir yazıyla yazılmışmektupları andıran kalabalıklar,hastaların yüzlerindeki acı.Her yolcu gibi, nereye gitse,sılasını yüreğinde …
Şub 23
Pazar. Çevreye serpilmiş gülüşler gibi parlıyorceketlerin üzerinde düğmeler. Otobüs gitti.Bazı sevinçli sesler – ne garipdinleyebilmen ve yanıtlaman. Çamların altındamızıka çalmayı öğreniyor bir işçi. Bir kadıngünaydın dedi birisine – öyle yalın ve doğalbir günaydın ki,siz de mızıka çalmayı öğrenmek istiyebilirdinizçamların altında. Ne bölme, ne çıkarma. Kendinden ötelerebakabilmek – sıcaklık ve dinginlik. “Yalnız sen”olmak değil ” sen …
Şub 23
Beni burdan alın, yalvarırımBirer yangın yeri saç dipleriBeni burdan alınSalkım salkımÜzüm gibi cümlelerAltında ayaklarınKaynıyor kazanlarda şıraKesik başlar atılmışAlevlerin ortasına Beni burdan alınBir kurt gibi bu adamınParlıyor gözleriAteş vurdukça kafatasına Nefesi lav borusuSözleri mağmaBu baş patlatmalarlaSaçılacak dört yana Beni burdan alınBirer kılıç darbesiKaderin her çizgisiAlnında bu adamın Beni burdan alın, bu başınŞakaklarında zonklamalarTimurlenk ordusununNal sesleri var …
Şub 23
Trabzon hurması ağacına döndümTüyüm tüsüm döküldü, yapraksız kaldımYine de meyvaya duruyorum bu cıbıl halimleTepeden tırnağaTuruncu turuncuKütür kütürBu benim sonbaharımBu benim son gürlüğümdür Can Yücel