En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
penceremde bu gülen günteli duvaklı bu güzel aydınlıkserçe kuşun bu her zamanki telaşıgül diyorumgül hele şöyleaç avcunusaklama benden seni çok göresim geldigül artık. Müştak Erenus
Şub 23
Dün gece gördüm seniAy doğarken oradaydınBir içim suydu çocukluğunKeşke o gün içseydim seni Dün gece ay doğarkenOrmanda ışıkla oynaşanBir mor menekşeydi çocukluğunKeşke o gün koklasaydım seni Ay ışığı saçılırken geceyeOradaydın saçların omuzlarındaFırınlanmış bir meşe tahtasındaYıkasalardı seni yeşerirdi Keşke o gün öpseydim seni Vecihi Timuroğlu
Şub 23
Beni böldünkanarken kırılıyordum gecenin ortasındaiçimin şehrinin köprüleri yıkıldıkağıttan bir kadındı Elenibir tutam boya, biraz hüzünve basit hikayesi kadınlığın Sen bir aşk sarkacıydınbir ona bir bana dokunansonra onda durdunyenilginin seçimi(büyü hareketteydi oysa) Gidip geliyordunbir o bir benacıyarak her dokunuşta Beni böldünkendi acını sapladın bıçak gibisonra yas tuttun ölümüme Gözlerine bakıyorumhangi uzaklara gittilersen bana akan aşk damlasıbitti …
Şub 23
Gizli bir oda buldum kendi içimdeçok uzak çok öte boyutlar içindehiç konuşmadan ayan beyan oluyordu her şeybir göle dalıyordukhayat açılıyordu derinlerdeışıltılı cam odalardakaygıların kaynağı olan her şey Sen beni sarıyordun hiç dokunmadaniçimin sesini işitiyordun büyüylebirbirimize bakıyordukdüşünmeler nasıl görürse birbiriniöyle bir bakış işteanlamanın gizli sezgisi içinde Ben söylemiyordum hiçbir şeyisözcükler yanıltan oklarını saplamasın diyebir nur içinde …
Şub 23
Hicran, gün ortasında öten bir horoz gibi,Seslendi pek vakitsiz… İçim yandı ansızın. Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok gibi,Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın. Hicran gün ortasında neden böyle seslenir,Birden hatırlatır unutan kalbe sevgiyi? Keskin bir özleyişle hayal ettiren nedir.Bir devre varsa insanın ömründe en iyi? Ey sevgi anladım bu uzakta seda ile,Ömrün …
Şub 23
Arkasına bakmadan çekip giden küstah yaza hiç aldırmadan, tenha bahçelerde dolaşan serseri kedilere, döne döne düşen kuru yaprakların sessizliğine, kırık banklarda oturan ihtiyarların durgunluğuna eşlik ederken hayallerimle avunuyordum. Erken sonbaharı müjdeleyen serin rüzgârlarla yelkenliler gibi şişen perdeler yazma arzumu kışkırtmıştı. Yeni mevsimi iştiyakla karşılayan ışıklar, onun önünde secde eder gibi usulca eğilecek, sular hafiften ürperecek, …
Şub 23
Bir yalnızlık büyütürdüm saksıdakalandı çok eski günlerdenbir bana yetsin, hıncımı arttırsınaşkımı pekiştirsin diye sevince.Günüydü, gelip durdu hüznümün önündegidilmemiş bir saklı deniz sandım. Kıpırdamazdı yapraklar geceyletüketirdi çiçeği, kuşu sevdiremeyen konyakbana neydi gülmeler, şarkılarotobüs durakları, alandaki kalabalıkgeldi durdu, alana merhaba dedim. Bir göz bozgundur yerine görevururdu pencereme rüzgâr,ben hep öyle bir gözdümçığlığını kendine saklayan.Düş kurmazdım, beklemezdim şurda …
Şub 23
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. yüzyıl şilisinden bir dazz javulcusu inliyor tam arlarımdahiç durmadan kentlimağlup kıyasıya mağrur ve morbir çocuğum şimdi pişman olmak içinbirbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım vor. seni sevmembu savaşıkesintiye uğratmazama ordan bakma!bu, werther’inleş kanınıgül kılar. birleşmemiz radikal …
Şub 23
Çünkü ben hayatta sadece zambakların,güllerin, manolyalar ve yaseminlerin niyeaçtıklarını, beni ne biçim sevdiklerini ve bendene bulduklarını biliyorum. Çiçeğin açması da bir tür şiir belki.Bilmiyorum… Seyhan Erözçelik