En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Şu kısacık ömrümübir şeye benzetecek olsam,tıpkı o tekne gibi derdim,sabah limandan geçip gidenardında hiçbir iz bırakmadan. Mansy
Şub 23
Bunaltı Şimdi artık iyi günlermiş diyorum. -Ah bütün bir ömür boyu kaygısız, başıboş yaşamak. Süre, geçiciliğini duyuruyor, içimde sinsiz bir acıyı, hayal kırıklığını emziriyor.- Bırakmalı bunu, süre geçiciliğinin öğrenilmesiyle verdiği acıyı, hüzünden bir perde halinde yaşama üzerine çeksin, konuşmaların arasına katılan o bitmeyen susuşu bıraksın kişide, akşamları eve dönüldüğü saatlerde çıldırasıya yazmak isteğini uyandırsın. Yazmakla …
Şub 23
1Bir nefesin gölgesinden doğma bizlerDolanıp durmaktayız terk edilmişliklerdeBizler, yani sonrasızlıkta yitirilenler,Kurbanlarız, adandıklarımızı bilmezcesine.Dilenciyiz sanki, yok benim diyebileceğimiz,Kapalı kapılar önünde birikmiş delileriz.Körler gibi kulak kabartmışız, içindeFısıltılarımızın yitip gittiği sessizliğe.Hedefi olmayan yolcularız bizler,Bulutlarız, rüzgârlarda dağılan,Ya da ölümün soluğunda üşüyen çiçekler,Yerimizden kopartılmayı beklemekteyiz. 2Varsın, son acılar da somutlaşsın bende,Savunmuyorum kendimi, ey karanlık güçler.En büyük sessizliğin yolu sizlerden geçer,O …
Şub 23
raylardüğümlenen yollar, trenbir günümit etmediğim bir günalıverecekler seni benden.neler götürdüğünü bilmeyecekdüşünmeyeceksin.belki döneceksindüşerken yıldızım bir selvi gölgesinebelki de ömür boyu bekleteceksin.ilk çiğdemle gelne var ki dünyadakaybedip bulmaktan güzel?demesi kolay amaöylesine yanıyor ki içimbir garip çöl yolcusu gibiyim.doymak için susuzluğunaseni yudum yudum değildamla damla içeçeğim Gülten Akın
Şub 23
hiçbir pul hiçbir zarfa yakışmıyorhiçbir zarf üçbeş satırane zaman yanyanayız işte o zamandoyamıyoruz tenlerimizin bitmez tükenmez sorgusuna. bırakmak bırakılmak demeyelimdurmadan yer değiştiriyor anlamlar daben ki bir boşluk kadar büyümüşüm bu yüzdensanki kış aylarında bir uçurumda. anlarım sedir ağacının dilindenve usta bir aslan terbiyecisinin ruhundan dahiç anlamaz olur muyum öpüşünü de kalbimio öpen sensen bir de …
Şub 23
Kara bir gök için çok şey söylenebilir elbet İşte benim bulutumpas tutmamış sözcüklerden örgülü bir ağıtalnına halk sıçramış neferlerin çılgar gözleriylesanaey rengi tarihini utandıran elbise Yüzün hiç yabancı değilsen eski borazanların gedikli çalgıcısısesine küflü ambarların kokusu sinmişirin salgını, cinayet fotokopisi ve kangren depolanmışeskimiş tarih satıcısı ambarların kokusu. Burnum duymuyor ama seniuslanmış ıtır kokusunu da duymuyorbenim …
Şub 23
konuş sesin durmasıngün doğdu ve battı kuşluğu atladıkuzun kuşluğumuzu, sen gelmeden önceceylan yavrusuna bastı karanlıktasuyun gözesine düşen sarı yaprakdönendi dönendi akıp gidemedideniz kabarmayı boşuna bekledikumlar boşuna bekledi konuş, sesin durmasınuzun bir kuşluğu muştulayan sesinsusup dinlemeye girdi rüzgarağaçlar kulak kesildi ormandatedirgin bekliyor tuzaklarsözlerin mavzer kurşunukentin delip geçiyor duvarlarınıdağlar çoğaltıp dağıtıyorlarkonuş, sesin durmasın Gülten Akın
Şub 23
Çok uzun bir gündü aşka dönüyordumÇok uzun, yavrum, çok uzun seni sevmekten İşte diyordum ilk öpüş işte masmavi yarığınİşte yedisi sabahın ve ıslak ağzınınİşte eski bir otu kasıklarının ve karnınınİşte dilinin getirdikleri işte ormanlarımİşte döşekte çırılçıplak upuzun uyanışınİşte kayaya vuran eski gölgen eski sesinİşte o ağzındaki esmer kuş o yaban ırmakKal öyle diyordum böyle …
Şub 23
içlenir yine gecesarsılıp solarak usul usuliçlenir yine gece,kaçarken acılardanyeni acılara bulananacemi yüreciğin sendeler,içlenir yine gece… ah, türkülerin dalgınırüzgarla nasıl da yaralısın… sankien uçarı arısı çiçeklerinyitirmiş kanadınıkendi balındatitreşip yanıyor için için… ah, türkülerin dalgınırüzgarla nasıl da yaralısın… unut artıkrüyaların o buruksu tadını,ayışığı donunca yüzünü unutmalısın,unut ve kendini yeniden tanıteninde şimşekler ışıldasınsağnakların sesiyle barışmalısın… her aşk gibi …
Şub 23
Bütün gece seviştilerKilere giren iki çocuk gibi Şarap içtiler ağızlarından Ut yerinden kişniş kokladılar Bütün gece seviştilerYeni taşınılmış bir şehirdeUyunan ilk uyku gibi ŞaraptanGövdelerin yabancılığından çokSırlarından sarhoştular (Işığın hohlamadığı kömürTuzu ve buğdayı unutmuş sikkeToprağın ele vermediğiBir tanrı yüzü) Bütün geceacıbadem koktu öpüşleri akasyanın gözü önünde Erdal Alova