Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Behçet

İşte ‘yağmur dindi’; iki yaz arasınayokluğu bıraktılar, senin o ağustossesini gölgeye değil, külünü aramıza…‘Yağmur dindi’, unutulmaya hazırlanan nevarsa temmuz gibi tutuşuyor aklımda;yarısı o güneşli sesinin tozuyla halaürpertili bir yaz hışırtısına takılmışalymışsekizlik plakta, yarısı kül aklımda!Ah, kül razı değil de kul razı, sesinindolaylarından alınma bu yanık havaya,bir bulut kaynıyor temmuz göğündengözümüzde ‘yağmur dindi’, yangınsa daha…‘Yağmur dindi’ …

Devamını oku

Sesler ve küller

orada duruyorsun, fırtınalar tanığımdırterkedilmişbeyaz ve nazlı, yorgun bir hallacın            attığı                yünler                    gibidokunaklı. git diyorlar gidiyorsunkal diyorlar ne bir sesne bir şarkı. ey saçlarına ak kuşlar üşüştürenyüzünü peçesine saklamış ayın altındaçam dalına asılan gümüşgölgesi göle …

Devamını oku

Fesleğenler

bir gün girit’e geri döndüm. tam üç uzun yıl geçti, denizorda her gün köpürürdü. ve yaşlı bir kadın her gün ağlardı hiç dönmeyecek olan       bir balıkçı teknesini bekler gibi                                   aynı kıyıda. çakıl taşlarıylarengarenk, kırmızı mendil ve usul …

Devamını oku

Suçluluk Duygusu

Böyle uzun yaşamak iyi deSık sıkBir suçluluk duygusu uyanıyor içimdeHalit Asım gibi hemen usuma gelenTürküsü yarıda kesilenGenç şairlerinYıllarınıYıllarını mı çaldımYoksa ben. Arif Damar

Osmaniye’de Ağıt Söyleme Geleneği ve Osmaniye Ağıtları

Ağıt terimi ile bir törene bağlı olsun olmasın, acıklı bir olayı konu alan ve metni de bu olayı hatırlatmaya, bütün yoğunluğuyla yaşatmaya elverişli türkülerin bütünü anlaşılmaktadır (Boratav, 1982: 444). Ağıtlar insanlığın ortak acısını canlı şekilde anlatan edebi metinlerdir. Ağıt, bir ölüm üzerine belli bir geleneğe uyularak yapılan törenlerde yakılmış ve söylenmiş bir de böyle bir …

Devamını oku

Ayastefanos Ufuklarında…

-Bir Hatıraya- -Genç adam… Ne için gamlısın sen yine?Elemli gölgeler sinmiş hep çehrene…Bir uzak hayali yaşıyor gibisin,Hasta bir hicranla titriyor bak sesin. Ne için, ya ruhun ağlıyor derinden…Yıldızlı geceler mi dolar oraya,Yoksa nazlı ayın gümüşlü kalbinden,Sihirli nağmeler… mi akar ruhuna. Bu kalbin melâli nedir söyle gel!Ölmesin, ruhunda süslenen o emelSamimi kalplere söylenen kederler,Bulutlara eştir: sönerler, …

Devamını oku

Çünkü anılar, insanları birbirine bağlar

Sonra ondan söz ettik. Ne de olsa bu çok değişik kişiyi tanımış olan en son iki insandık. O bana, genç üniversiteliye, küçücük varlığına karşın düşünsel yaşamın insanı nasıl sarıp sarmalayacağını öğrenmişti. Tuvaletleri temizleyen, yaşamı boyunca tek kitap okumamış, bambaşka bir dünyada yaşayan zavallı kadın da ona, yirmi beş yıl boyunca paltosunu fırçalayıp toz aldığı, kopuk …

Devamını oku

Nükte Ve Nüktenin Aracı Olan Edebî Sanatlar

ÖZET Divan şiiri söz ve sözün değeri üzerine kurulmuştur. Bu yüzdenmdivan şairi, sözü en veciz ve en etkili bir şekilde söyleme çabası içinde olmuştur. Sözün değeri, içinde barındırdığı anlam zenginliğinde, çağrışımda, nüktede aranmıştır. Şairlik yeteneği de nükteci, nükteden anlayan, nükte bilen vb. vasıflarla değerlendirilmiştir. Dolayısıyla şair en güzel ve etkileyici ifadeyi bulmak için edebî sanatlara …

Devamını oku

Bana Böyle Bağırma

Başka bir çocuk,bir büyüğüne söyledi:“Bana böyle bağırma,yoksa sesinden bıkarım” Olgun Arun (yaş 7)

Müzeyyen ile Ben

Gittim gördüm; şimdi artık o iskeleye eskisi gibi vapurlar uğramıyor. İsmail Hakkı yok, Panayot Usta yok, Sedat Nuri Bey yok; yazın dondurma, kışın kestane satan o sarkık bıyıklı Arnavut yok. Müzeyyen yok, ben yokum.Ne kötü! Tarık Dursun K. (Müzeyyen ile Ben)